Tüm dünya insanlığı ve ülke olarak ekonomik, sağlık ve toplumsal barış adına iyi günlerde değiliz.
Her gün yeni bir entrika, yeni bir düzmece senaryo, yeni bir yalan, yeni bir manipülasyon… İşin içinden çıkılmaz bir karmaşa/kaos artık algının sınırlarını ve halkın sabrını zorluyor…. Kısacası büyük kaosa giden yolların taşları yavaş yavaş döşeniyor…
Bilhassa ülkemizde yaşanan gelişmeleri, doğru ve eksiksiz olarak okuyabildiğimizde ülkemizi ve buna bağlı olarak da İslam coğrafyası olarak bizleri iyi günlerin beklemediğini görmek/söylemek için müneccim olmak gerekmiyor.
Bazıları bu cümleleri çok iddialı ve karamsar bulabilirler. Bu kısmen de doğrudur ancak ülkemizde yaşananlara baktığımızda içinde bulunduğumuz durumumuzun ve geleceğimizin başka bir türlü ifade edilebilmesi mümkün değildir...
Ülkücü hareketin lideri merhum Alparslan Türkeş adına kurulmuş olan vakıf tarafından Ankara'da 104. Yaş günü dolayısı ile düzenlenen anma programında çıkan arbede/kavgada yaşananlar ve sonrasındaki yapılan açıklamalar/yorumlar bunu net bir şekilde göstermiştir.
Bazı basın yayın kuruluşları bu olayı yangına körükle gidercesine “Salona giren 50 kişilik grup, sahneyi dağıttı. Tören sırasında yaşanan kavganın sosyal medyada yansıyan görüntülerinde kan döküldüğü görüldü.”
Ve “Ankara'da Alparslan Türkeş Vakfı tarafından düzenlenen etkinlikte Ülkü Ocakları üyesi olduğu iddia edilen kişiler ile etkinliğe katılanlar arasında kavga çıktı.” Diye köpürterek okuyucularına duyurdu.
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı ise saldırı anına ilişkin görüntüleri, "Ve polis iş birliği ile saldırı başladı" gibi hayli dikkat çeken paylaşımını ve ile kullandığı dili olayın tahlili açısından çok önemsediğimi ve sizlere de konuyu bu bakış açısından değerlendirmenizi öneririm.
Bu gelişmeler üzerine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, olayla ilgili gazetecilerin sorusu üzerine "Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Bey'in elinin altında geliştiği kanaati hâkim. Bundan sonra Mansur Bey dikkat etsin. Artık kendisinin arkasında bir ülkücü nefes vardır. Her gün de takip edeceğim" diye yaptığı açıklama ve sonrasındaki gelişmeler ile CHP ve İYİ Parti cephesinden yapılan açıklamalar ise bir hayli dikkat çekiciydi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, bu sözleri üzerine yaptığı yazılı açıklamada:
“Sayın Mansur Yavaş Ankara'nın seçilmiş belediye başkanıdır. Mansur Yavaş'ın arkasında Ankara halkının ve Millet İttifakı'nın nefesi vardır. Anlaşılıyor ki ülkemizi her alanda uçuruma sürükleyenler, artık tehdit dilinden medet umacak hale gelmiştir. Bu durum açıkça acizliktir. Bu tehdit dilinden şimdiye kadar kimseye fayda gelmemiştir, bundan sonra da gelmeyecektir. Sayın Bahçeli ayrıca grup konuşmasında, ‘kaosa yatırım yapanlar, provokasyon nöbetine girenler akıllarını başlarına devşirsinler' demiş. İşte asıl kaos arayan bu tehdit dilinin sahipleridir. Seçilmiş belediye başkanımızı tehdit etmeye kalkanlar, önce haddini bilmelidir.
Bahçeli şunu açık ve net olarak bilmelidir: Cumhuriyet Halk Partisi olarak hiçbir belediye başkanımızı bu tehdit diline yedirmeyiz. Eşkıyalığa yeltenenlere de asla pabuç bırakmayız.”
Ağlar mısın güler misin? “Yavuz hırsız ev sahibini şaşırtırmış” misali, Bahçeli'nin yaptığı tespiti tehdit gibi göstererek suç üstü yapılmanın telaşı, alınganlığı ve psikolojisi ile yapılan açıklamaların satır araları dikkatli okunduğunda aslında her şeyi yoruma ve şüpheye meydan bırakmadan açıklıyor.
Aklı selim, düşünebilen, olayları milli hassasiyetler ile yorumlaya bilen; açıklamalardaki dili iyi çözümleyen ve okuyabilen herkes bu olayların arkasında kim/kimlerin olduğunu, ipin uçunun kimin elinde bulunduğunu, bu olayları kimin hangi amaçla tertiplediğini, figüranların da kimler olduğu görülüyor.
Ülkesini seven bu milli hassasiyet sahibi bu ülkenin evlatları ülkesinin dağını, ovasını çok iyi tanıdıkları için hangi sesin Çakal, hangisinin de Kurt olduğunu da gayet net ayrıt ediyorlar.
Bu nedenle de sözü fazla uzatmaya gerek yok… Ülkücüsü, Akıncısı, Alperen'i… kısacası ülkesini, vatanını ve milletini seven herkes tek vücut olmalı; kenetlenmeli, birlik ve beraberlik içinde hareket etmelidir. Yoksa kurulan tuzaklar, oyunlar ve manipülasyonlar her zamankinden daha organize, iğrenç ve büyük…