Bekleyin eylül ayında kötü olaylar olacak eylül ayında bu iktidar gidecek çağrıları korkakça kalleşçe vicdanı kör ahlakı boşaltılmış çağrılar ve davetlerdir.
Niçin;
Temmuz değil,
Ağustos değil veya Mart değil,
Nisan değil
Eylül ve Ekim
Çünkü bu davetin altında yatan esas neden;
-Daha fazla şiddet bu şiddetin sonucu olarak daha fazla insanın ölümü ve bu ölümler üzerinden iktidara yüklenmek
-Çatışma ortamından kaostan şiddetten yoksulların ölümünden medet ummak
Bu çağrıyı yapanlar çok iyi biliyor ki bizim ülkemizde barışçıl demokratik yöntemleri kullanarak eylem yapma yeteneği çok zayıftır.
En basit barışçıl eylemi bile şiddete dönüştürme ve bunun üzerinden kazanım elde etme anlayışı egemen olmuştur.
Devletin demokratik eylemlerin önünü açma yada onları barışçıl olarak tanımlama zafiyeti,
Şiddeti öncelik haline getirenlerin gücüne güç katmıştır.
Tüm bunları bilenler;
Eylül ayı ile birlikte okulların açılması, özellikle üniversitelerin kalabalık öğrenci topluluklarının mecburi yan yana gelmelerini fırsat bilenleri etrafımızdaki kan gölü ve bu kan gölünün sardığı bölgemizin bugünkü durumu bile caydırmıyor.
Yani Suriye'de;
-100 bin insanın ölümü milyonlarca insanın yersiz yurtsuz kalması
-Her gün yüzlerce çocuk ve kadının öldürülmüş görüntüleri bile bu insanlara çatışmanın acı boyutunu göstermeye yetmiyor
Savaşın acımasızlığı,
Çatışmanın iğrençliği,
Eğer, caydırmıyorsa daha düne kadar;
-Kürt meselesinden ötürü 50 bin insanın öldürülmesi
-Binlerce faili meçhul
-Çatışma sonucu milyonlarca insanın Türkiye'nin farklı bölgelerine acımasız göçü
Tüm bunlar bile bu insanları hala bir çatışmadan medet umma anlayışını söndürmüyor.
Daha ne kadar insan ölecek?
Ve bu çatışmanın kime ne kazanımı olacak?
Mısır'da her türlü zulme karşı, sadece bedenleri ve aklı ile mücadele eden insanların varlığı bile bu çatışmacı zihniyeti maalesef durdurmuyor.
Çünkü onlar;
-Korkaktırlar,
-Aslında yüreksizdirler,
-Akıllarına ve haklı olmaya hiçbir zaman inanmadılar.
Böyle olunca da;
-Sırça köşklerinden
-Yoksul çocukları ölüme gönderip
Bunun üzerinden hep saygınlık peşinde koştular
Hataları,
Yanlışları,
Eksikleri,
Farklılıkları
Hep düşmanlık olarak saydılar...
Onlarda çok iyi biliyorlar ki bu iktidarı çatışma ortamı ile deviremezler ama sanki öyle bir şey olacakmış gibi;
-Ülkedeki mezhep farklılarını kaşımaya
-Kürt-Türk çatışması yaratmak adına PKK'yı sürekli kışkırtmaya
-Dindarları aşağılayarak tahrik etmeye ve bunun üzerinden de ömürlerini uzatmaya çalışıyorlar.
Bunlar hep aynı insanlar, sadece adları değişik;
Mısır'da da bunlar,
Suriye'de de bunlar,
Irak'ta da bunlar,
Tunus'da da bunlar,
Mısır'da da bunlar,
Beyinleri sadece ve sadece
Daha fazla çatışma,
Daha fazla ölüm ve daha fazla kaosa çalışmaktadır...
Ama bu sefer;
Ne Kürtleri kışkırta bilme kabiliyeti kalmış,
Ne Alevileri sokağa dökme
Ne de Dindarlar arasından çatışmayı kızıştırma yetenekleri...
Çünkü sırtlan dişleri artık herkes tarafından görülmüştür.
Size bir daha o acıları yaşatma fırsatı vermeyeceğiz!
Bunu bilmelerini istiyorum ...