Yeni bir Barış sürecinde ilerlerken bu süreçten olumlu yönde en fazla etkilenecek olan iş ve emek dünyasının bu konudaki sessizliğini anlamak mümkün değil. 28 Şubat gibi Türkiye’yi karanlığa sürüklemek istiyen postmodern darbe döneminde toplumu yönlendiren o günlerde sahneden inmeyen muhteşem 5’liden bahsediyorum. TOBB – DİSK – KESK - TMMOB - TÜRK İŞ dan oluşan bu beşli yapının Türkiye’nin kanayan yarası olan Kürt meselesinin barışçıl bir şekilde çözümüne yönelik tavırlarını koymaması ve bu tavırlarını mobilize etmemeleri bir çok soruyu akıllara getirmekte.
Bu kadar önemli olan bir sorun karşısında en çok etkilenen de kendileridir aslına bakılırsa. Bu sorun sadece yaşam tehdidi içermiyor. 50 bin kişinin hayatına mal olan bir sorun olmakla beraber Türkiye’nin ekonomik yapısını darmadağın etmiştir. Türkiye’deki sendikal mücadelenin etkisiz olmasına neden olmuştur.
Türkiye’de işçilerin hak ve özgürlüklerinin sermayenin örgütlenmesinin önündeki en büyük engellerden biri Kürt meselesinin çatışmalı halde devam etmesidir. Yani olası bir barıştan hem iş dünyası hem de emek dünyası en fazla kazançlı çıkacak yapılar olmasına rağmen sessiz kalmaları barış sürecinde olumsuz bir rol oynadıklarını gösteriyor.
Örneğin Mimar ve Mühendisler odası Türkiye’de basit bir köprü ve cami inşaatı hakkında bile ortalığı ayağa kaldırıp demeçler röportajlarla ekranlarda boy gösterirken böyle önemli bir konuda kalkınmaya ve destek vermiyor. Bırakın desteği görüş bile bildirmiyor. Manidardır...
Buradan anlıyoruz ki Türkiye’de barışın olması birilerini rahatsız ediyor. Ellerindeki imkanları barış için kullanmamalarının nedeni bu çatışmalardan beslenmeleridir. Bu korku yersizdir çatışmaların bitmesi demek bu kurumların gerçek kimliklerine bürünmesi demektir.
Barış süreci Türkiye ekonomisi rahatlatmakla birlikte insani bir ayıptan da kurtulacaktır. Çağrımız açık ve nettir. Türkiyenin geleceği olan bir sorundur geleceğimizi tehdit eden bir sorundur. Milyonları temsil eden bu önemli 5 yapının sessiz kalmasını kabul etmek mümkün değildir. Acil bu konuyla ilgi görüş ve destek bekliyoruz.
Herkesin elini taşın altına koyduğu bir dönemde yapmaları gereken budur.
BAYKAL TÜRKİYE’Yİ OKUYAMIYOR
Yazıma son vermeden CHP’de eski Genel Başkan Deniz Baykal’ın grup toplantısı hamlesi ile ilgili de bir-iki şey söylemek istiyorum. Baykal’ın bu girişimi CHP içerisinde bir darbeye teşebbüs girişimidir. Baykal niçin CHP nin genel başkanlığından ayrıldığının farkında değil. Sayın Baykal Türkiye’nin dinamiklerini okuyamıyor. Hiç de okuyamadı. Ne ekonomik durumun farkında ne siyasal durumun farkında... Uluslararası kabullerin kendi lehinde olmadığının farkında değil.