Deprem Türkiye'nin gerçeği. Her an her zaman her yerde deprem olabilir. Halka bunu artık bunu kabullendiği için deprem olan her yerde aynı bilindik manzaralarla karşılaşıyoruz. 11 Aralık 2019 tarihinde, Balıkesir Merkez olmak üzere Marmara Bölgesinde hissedilen orta dereceli deprem ve onu takip eden artçı sarsıntılar oldu.
Balıkesir halkı sabaha kadar deprem korkusundan ve devam eden artçı sarsıntılar nedeniyle çoluk çocuk genç yaşlı herkes geceyi sokakta geçirdi. Komşu İlimiz olması ve depremin bölgemizden de hissedilmesi nedeniyle, yaşanan olayları yakından takip edebildiğim için deprem gecesindeki gelişmelerden haberdar oldum.
Büyükşehir Belediye Başkanlığına yeni seçilmiş ve 20 günlük bebeği olan çiçeği burnunda genç bir baba olmasına rağmen, mazeret üretmeden, sorun çıkarmadan, depremdeki kriz yönetimindeki başarısı ve gece boyunca sokakta halkın içinde olup, halkın ihtiyaçları ile yakından ilgilenmesi, çözüm üretmesi, sabahında da Balıkesir Valisi ile birlikte çağrıldım, çağrılmadım polemiğine girmeden, aşçı çırağı gibi kazanın başına geçip çorba dağıtması halk arasında büyük bir memnuniyet yarattı.
Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, 1975 doğumlu genç kuşak siyasetçilerinden, başarılı bir eğitimci ve iş adamı. Kendisini Karesi Belediye Başkanı olduğu zaman Ankara'da yapılan bir toplantıda tanımıştım.
Balıkesir'in Genç Başkanın olumlu ve çözüm odaklı tavır ve davranışları halk arasında takdir topladığı gibi, ister istemez İstanbul'da deprem ve sel olduğu zaman halkın sorunları ile ilgileneceği yerde, dalga geçercesine “tatil bana yakışıyor” diye Bodrum'da tatile giden, tepkiler üzerine sırf görünebilmek için günübirlik İstanbul'a gelip, akşamında geri dönen, hiçbir şey olmamış gibi yatta tatiline kaldığı yerden devam eden, “çağrılmadım, meteoroloji geç haber verdi” gibi mazeretler ile kriz çözmek yerine kriz yaratan İmamoğlu ile kıyaslama yapılmasına neden oldu.
Şayet Balıkesir Büyük Şehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz'ın yaptığının çeyreğini İmamoğlu yapmış olsa idi, malum çevrelerce “Milli Kahraman” ilan edilirdi. Gazeteler, TV'ler İmamoğlu'nun yaptıklarının yanına bin katıp olayı dramatize edip köpürterek anlatırlardı. Oysaki Balıkesir BBB Yücel Yılmaz mütevazı, halkan biri gibi görevini yaptı. Gündem dahi oluşturmadı. Kimsenin haberi bile olmadı. Ama merak etmeyin buna benzer çakma ve şişirme bir senaryoyu yakın zamanda İmamoğlu için yazıp İstanbul'da oynayacaklardır.
Halk yapılanı unutmuyor. Siyaset dürüst ve samimi insanlar ile ibadet aşkı ile yapıldığı zaman iyi yönde karşılığını buluyor. Halk olanları görüyor, değerlendiriyor, sonrasında da kararını veriyor. Algı, cilalama, parlatma her zaman toplumda karşılığını bulmuyor. Çünkü halk 25-30 yıl öncesinin halkı değil. Eğitim ve bilinç düzeyi yükseldi. Bu nedenle de her söylenilen söze inanmıyor.
İmamoğlu, Balıkesir Belediye Başkanı gibi Büyükşehir Belediye Başkanı. Ancak çevresi kendisini öyle şişirdi ki, sanki İstanbul BBB değil, Türkiye Başkanı. Çanakkale'deki maden ile ilgili Kanada Büyükelçisini arıyor. Kanal İstanbul'u yaptırmam diyebilme yetkisini kendinde görüyor. Kısacası İstanbul BBB dışında her şeye maydanoz oluyor. Kendisi, destekçileri ve yandaşları da gündemde tutulabilmek için insanüstü gayret ve çaba sarf ediyorlar.
Bunun içinde ABD merkezli Bloomberg Business Week dergisi, İmamoğlu'nu "The Bloomberg 50" listesinde yer verdi. Listeye Türkiye'den başka kimsede giremedi. Seçim vaadi olarak vermiş olduğu hiçbir sözünü yerine getirmemiş ve “temel atmama” icraatından başka göze dokunur hiçbir icraatı olmayan İmamoğlu sizce hangi performansı ve hangi icraatı ile bu listeye girebilmiştir.
Bütün bu gayretler Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul BB Başkanlığından başlayıp T.C Başkanlığa giden siyasi hayatının senaryosunun benzerinin İmamoğlu için yazılan senaryo ile 2023 yılında Recep Tayyip Erdoğan ‘in karşısına rakip çıkarabilmek ve devirebilmektir.
Senaryonun bilindik, başrol oyuncusunun performansının başarılı olmaması nedeniyle ümit vaat etmediğinden başka senaryoların yazılmasına gerek duyuldu. Bunlarda tutar mı? Tutmaz mı? Bunu zaman ve AK Parti'nin fabrika ayarlarına dönüp dönemeyeceğindeki başarısı etkileyecektir.
Görelim Mevla'm neyler, neylerse güzel eyler...