Kimse kaybetmekten hoşlanmaz. Kaybetmek derken neyi kastettiğimi açayım. Sınav, iş, yarışma, oyun gibi mücadele gerektiren şeylerden bahsediyorum. Kaybetmenin beraberinde getirdiği duygularla baş etmek kolay değildir. Kaybettikten sonra hayal kırıklığı oluşur ama aslında bu durum gayet normaldir. Her zaman kazanmak mümkün olmayabilir. Kaybetmekle başa çıkabilmeyi öğrenmek, meydana gelebilecek bir takım zorlukların üstesinden gelinmesine yardımcı olur.
Bazıları kaybettikten sonra biraz ara vermek ister. Bazıları derhal tekrar denemeye veya farklı yollar aramaya hazır olur. Bazıları ise içine kapanma, bulunulan yeri terk etme, tartışma, saldırganlaşma gibi eğilimler gösterir. İnsanlar kaybettiğinde, duygularını nasıl yöneteceklerini biliyor olmalı. Kaybettiğinde duygularını yönetebilmeyi öğrenenler son derece avantajlı. Bu konuda spor, gereken dersleri veriyor. Her spor dalının kendi oyun kuralları çerçevesinde yarışması olur. Sporcular, bu yarışmalarda her zaman galip gelemezler. Kaybettiklerinde ise, büyük bir hayal kırıklığı onları bekliyor olacaktır. Beklenti ne kadar büyükse, hayal kırıklığı da o denli büyüktür. Sporcular, kaybetmenin beraberinde getirdiği hayal kırıklığından çabuk sıyrılıp çıkmayı öğrenirler. Hayal kırıklıklarıyla başa çıkabilmek, dayanıklılığın bir parçasıdır. Sporda kaybeden bir sporcu, ne kadar üzgün olursa olsun kazanan tarafı tebrik eder. Kazanan tarafı tebrik etmek istemeyenler ise zaman içinde bunu yapmayı başaracaktır. Çünkü spor bunu gerektirir.
Sporda asıl önemli olan kazanmak değil, çabalamaktır. Sporcular, spor sayesinde kaybetmeyi bir öğrenme deneyimi olarak görmeye başlar.