Anayasa mahkemesi HDP'nin kapatılma davasındaki iddianameyi reddetti. Ama bu artık kapatılmayacak anlamına gelmiyor. Hukuken hâlâ kapatılma yolları mevcut fakat kapatılır mı kapatılmaz mı ilerleyen zamanlarda hep birlikte göreceğiz.
Anayasa mahkemesinin bu kararını duyan MHP lideri Devlet Bahçeli ise: “anayasa mahkemesinin de kapatılma vakti gelmiştir” gibisinden bir çıkış yaptı. Öyle sanıyorum ki Devlet Bahçeli bu sert sözleri söylerken ne anlama geldiğini, cümlenin nereye gittiğinin farkında değildi. Eğer farkında olsaydı anayasa mahkemesinin hukukun güvencesi olduğunu, olmazsa olmazı olduğunu bilirdi ve bu cümleleri sarf etmezdi. Lakin yine de ben Sayın Devlet Bahçeli'ye iki çift laf etmek istiyorum: “oldu olacak eliniz değmişken cumhuriyeti de kaldırın bari.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Geleneksel Dövizleri Bozdurun Çağrısı
Sayın Cumhurbaşkanı; evinizdeki dövizleri bozdurup ekonomiye katın diye bir çağrı yaptı. Bu çağrıyı ilk yaptığında nasıl da tutmuştu ama. Kimisi kamera karşısında dolarları yakmıştı, kimisi dolarla burnunu silmişti, dövizciler parasını bozduranlara hediyeler dağıtmış hatta çamaşır makinesi veren bile olmuştu. Ama şimdilerde bakıyorum da Erdoğan'ın yılın belirli dönemlerinde geleneksel hâle getirdiği bu çağrı hiç karşılık bulmuyor. Nedenini sorarsanız AKP genel merkezinde lise mezunu bir çalışanın son model arabaya binmesi ve pudra şekeri kullanması bence.
Montrö Boğazlar Sözleşmesi
Montrö Boğazlar Sözleşmesi; Türkiye'nin boğazlardaki bağımsızlığının resmi sözleşmesidir. Yani daha sade söylemek gerekirse boğazların bize ait olduğunu gösteren tek uluslararası belgedir. Meclis başkanı geçenlerde cumhurbaşkanına biraz yağ yakayım derken büyük gaf yaptı. Tabi sonra her zamanki gibi kameraların karşısına çıkıp: “beni yanlış anladınız, sözlerim çarpıtıldı” gibisinden geri vites attı, toplamaya çalıştı ama sonuç nafile. Koskoca meclis bakanının böyle bir şey yapması bence af edilmemelidir. Çünkü çok oy kaybettirdi çok.