HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bir gazeteye yaptığı açıklamada yine esmiş gürlemiş!
HDP'li milletvekillerinin ifadeye çağrılması ve olası tutuklanmaları olasılığına dikkat çekerek, “…Talimat/çağrı beklemeden herkes bulunduğu yerde sokağa çıkmalı, geri adım atmadan sonuna kadar direnmelidir” demiş!
Sanki dokunulmazlığın kaldırılması gündeme geldiğinde, “derhal kaldırın” diyerek atıp tutan Demirtaş değilmiş gibi!
Demirtaş hep bunu yapıyor; ne zaman sıkışırsa, Kürtleri direnmeye çağırıyor!
Daha dün gibi aklımızda; aynı şeyi 6-7 Ekim 2014'de yaptı ve 50'yi aşkın vatandaşın ölümüne neden oldu!
Demirtaş yine sıkışmış ve direnin diye atıp tutuyor, ancak köprünün altından çok sular aktı, Türkiye artık 2014 Türkiye'si değil!
Partiler karar vermiş, HDP de ısrarla istemiş ve dokunulmazlıklar kaldırılmış; savcı çağıracak, dosyası olan vekiller de gidip savunmasını yapacak, ifadesini verecek!
AK Partilisi gidip ifade verecek, CHP'lisi verecek, MHP'lisi verecek ama HDP'liler tüm çağrı ve davete rağmen gidip ifade vermeyecek!
HDP'li vekillerin ayrıcalığı ne?!
Eş Başkanın, “… Biz sırtımızı YPG'ye, YPJ'ye, PYD'ye dayadık” diye bas bas bağıracak,
Şırnak Milletvekilin, PKK terör örgütü için kaçakçılardan silah alırken MOBESE kameralarına yakalanacak,
Hakkâri Milletvekilin, “PKK sizi tükürüğü ile boğar” diye atıp tutacak!
Muş Milletvekilin, korucuları tehdit edecek!
Ama iş ifade vermeye gelince, tüm davetlere rağmen direneceksin, gitmeyeceksin ve de vatandaşı ayaklanmaya çağıracaksın!.
Dokunulmazlıkların kaldırılmasını en fazla isteyen ve bunu sürekli gündeme taşıyan HDP ve Demirtaş değil miydi?!
Meclis'e girdikleri günün ertesinde, Meclis Başkanlığına başvurarak dokunulmazlıklarının kaldırılmasını isteyen HDP'liler değil miydi?!
Peki şimdi efelenmek, halkı ayaklanmaya çağırmak niye?!
Yeni herkes tıpış tıpış gidip ifadesini verecek ama HDP'liler vermeyecek öyle mi?!