Sarıgül için Avrupa ya da en azından Merkel endişeli midir bilmem ama ben CHP’liler adına endişeliyim. Orantısız bir güç patlaması, şiddet eğilimi, belki de patolojik, depresif, agresif, sadist bir ruh hali gözümüzden kaçmıyor. Yüzünde sahtecikten, yalancıktan zorla zapt ettiği bir asabi gülüşü vardı, onu da bir yumrukla heba etti.

“Alkışlamayacaksan ne işin var burada? Tenekeden durma orda, kaybol” diyen de o “Yağ çekmeyin üleyn” diye kükreyen de. Vatandaş da ne yapacağını, nasıl davranacağını şaşırdı. Kimi “beni finduk çuvalı gibi yumrukladı” diyor, kimi “La havle” çekiyor.

Sarıgül için en uygun seçim müziği, o çok sevdiğimiz İtalyan aygırı Rocky’nin uzutulmaz müziği olacaktır. Ellerine kırmızı boks eldiveni geçirmeli, etrafa da gönüllü Sarıgül’ün yumruğundan tatmak isteyen seyirci dizmeli. Bu imaj da tutmazsa bu seçimlerde, Sarıgül’ün ismi de cismi de silinir gider, bu işten de sanırım en çok Kılıçdaroğlu karlı çıkar.

MONTAJLARI YEMEDİLER

Mitinglere dikkatli bakmak milletimizin genel tavrını gözler önüne seriyor. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın mitingleri bunca yolsuzluk iftiralarına, montajlara, kasetlere rağmen inanılmaz coşkulu ve kalabalık.

Onun ses kayıtlarının montaj olduğuna inanmayanlar, miting fotoğraflarına montaj demeyi yeğliyorlar. Evet, öyle kuvvetli bir montaj hissediyorsunuz ki mitinglerde sıkışıyor, eziliyor ama gene de uzun adam sevdasını tüm gücünüzle haykırmak istiyorsunuz.

Halkın aptal olduğu söylenen yüzde ellisi, ne ABD’ye çöreklenip oradan bu hükümeti yıkıp kendi ananas cumhuriyetini kurmaya çalışan hocalara kulak asıyor, ne de muhalefet ve paralelin ortaklaşa attıkları yolsuzluk iftiralarına.

Aptal zannettikleri millet şunu çok iyi biliyor ki yolsuzluk yapan hükümetlerin ya da belediyelerin bulundukları yere bir faydası olmaz, hiçbir hizmet de veremez. Oysa Ak Parti hükümeti, kör gözün dahi göreceği bir şekilde ekonomi, sağlık, eğitim, ulaşım ve özgürlükler anlamında on yılda çok mesafe kat etti. İzmir gibi bir şehre göz atmak da CHP’nin ne kadar başarılı bir belediyecilik anlayışı olduğunu ve ne gibi projelere imza attığını ve de atacağını görmekte yeterlidir kanaatindeyiz.

Erdoğan’ı milletin gözünden düşürmek isteyen paralel yapı durmadan teheccütlerinde ettikleri beddualarla birlikte iftiralarıyla boşa kürek çekiyor, boşa yoruluyorlar. Rüya soslu menkıbeleriyle bire bin kattıkları burslarla, zorunlu aboneliklerle, kapı kapı ablalarını dolaştırıp “Ak Parti’ye aman ha oy vermeyin” tembihleriyle ve bin türlü dala vere şantajlarıyla insanları nasıl kandırmak ve sömürmek için uğraştıklarını görmeye devam ediyoruz.

Bundan sonrası içinde muta nikahı hikayelerini ve merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünde Erdoğan’ın parmağı olduğunu montajlarını, iftiralarına ekleyecek ve daha bir sürü entrika ile milliyetçileri, ulusalcıları sokağa dökmek için çaba gösterecekler. Ancak artık paralel yapının hiçbir ahlakı ve sınırı olmadığını bilen insanlarımız bu iftiraların hiç birini ciddiye almıyor, almayacak da. İnşallah bu seçimlerde milletimiz en büyük dersi paralel yapıya sandıkta verecek.