Suudi Arabistan’da bir grup aktivist, araba kullanma yasağını protesto eden bayanlara “No women, no drive” klibiyle karşılık verdi. Buradan bakınca yani ülkemizden Arabistan’a tepeden bakınca böyle bir yasak, böylesi bir klip fazlasıyla komik ve de olabildiğince ilkel. Ama bizim çağdaş, medeni, son derece modern elit bir kesim de yıllarca “No türban” türküleriyle bayanları meclisten, okullardan, kamusal alanlardan kovaladı, o da son derece ilkel ve de komik değil miydi?
Cumhuriyet yazarlarından Mine Kırıkkanat, Hac’dan gelen ve meclise örtülü gireceğini açıklayan Ak Partili milletvekili S.Bayazıt Kaçar’a “Açık haline bakınca, örtünmesinde fayda var” diyor. Ama bunu daha önce değil, Kaçar örtünmeye karar verdikten sonra söylüyor. Kırıkkanat’a bakınca, biz de diyebiliriz ki “O, örtünse de faydasız. Çirkin olan tarafı sadece saçları değil, yalnızca suratı da değil, yüreği ve beyni de öyle kötüleşmiş ki yapılacak şey neredeyse kalmamış.
Hala başörtüsü yasağının kalkmasını içine sindiremeyen CHP’liler, “Biz elitlerin her girdiği yere başörtülüler nasıl girer, biz Atatürk’ün çocuklarıyız” diye bas bas bağırarak tepki gösteriyorlar. Tamam, siz Atatürk’ün çocuğuysanız biz değiliz, neden herkesi aynı asabiyete zorluyorsunuz.
Suudi Arabistan’ın dindarlık anlayışı evlere şenlik: “NO İSRAİL, NO ESED, NO SİSİ” diyemeyen Arabistan hükümeti “No women, no driver” klipleriyle cennetlik Müslüman olma yolunda. Kimi İslam ülkelerinde kadın taksici bile varken Arabistan, hala kadınlara araba sürmeyi bile çok görüyor.
“Arap ülkelerinde kadın esir de, Avrupa’da ya da ülkemizde çok özgür” diyemeyeceğim. Batının kadınları istismar etme şekli farklı, yine ülkemizde sömürülme biçimi, iş yerlerinden, okullardan atılma gerekçeleri farklı. Cumhuriyet kurulalı 90 yıl olmuş hala “başörtülü vekil meclise girer mi giremez mi?” yi konuşuyoruz. CHP’li Faruk Loğoğlu “Ama başörtüsü simgedir, önemli olan zihniyettir” dese de her takılan başörtüsüne “siyasi semboldür, mecliste ne işi var?” gibi komik ötesi yaklaşımları da olmuyor mu, insanın ölesi geliyor. Evet mecliste kesinlikle kimsenin rengi, siyasi tercihi belli değil, tabi. Mesela Oktay Vural’la Kamer Genç başörtüsü taksa biz sanacağız ki ikisi de Ak Partili.
Bir de başörtülülerin hak etmediği(!) halde paraya ve eğitime kavuşması, görünür olmaları, bunun sonucu olarak da bazı örtülülerin sekülerleşip pahalı otomobillere binmesi, marka giyinip havalı yürümeyi öğrenmesini alaycı da olsa beğenenler olabilir. Ben beğenmiyorum. Açık ya da kapalı her kimse aldığı eğitimi, mevkisi, lüks arabası ya da marka kıyafetleriyle değil insanlığıyla ölçülmeli. Okumamış ya da okuduğunu algılayamamış, kulluğun bilincine varamamış, konforlu yaşantısıyla başkalarına tepeden bakmayı marifet sanan insanlara, pahalı takıların ya da giysilerin fayda vermeyeceğini anlatan “altın semer vurmalı” çok güzel bir atasözümüz var, ama şimdi söylememe lüzum yok.
Suudi Arabistan’ın demokrasi ve özgürlük anlayışına geri dönecek olursak kadınlar açısından bakınca özellikle bu durum hiç iç açıcı değil. Ama başbakanımızın özgürlükçü ve cesur yaklaşımları neticesinde çıkarılan reform paketiyle başörtü yasağı kaldırılmış olmasaydı bizim kadınlarımızın hali de en az Suudi Arabistanlılarınki kadar acıklı olmaya devam edecekti.