“Filistin bir sınav kağıdı, her mü’min kulun önünde” diyordu, şair Cahit Zarifoğlu. Her Ramazan, önümüze farklı Müslüman ülkelerden kanlı sınav kağıtları seriliyor. Son günlerine gelmekte olduğumuz bu Ramazan ayı da kan gölüne dönmüş bir Mısır ve Suriye görüntüleriyle veda ediyor. Yüzlerce ölü, binlerce yaralı, bazı iç ve dış basında katliam olarak değil çatışma olarak yer aldı. Peki,bizim gündemimizde, vicdanlarımızda nasıl yer etti?
Gezi eylemlerinde kesilen ağaçlara ve gazlı, sulu müdahalelere son derece duyarlı, bol acıtasyonlu, kışkırtmalı, tehditkar, 24 saat kesintisiz yayın yapan medya, Mısır’daki darbeci yönetimin katliamını ya görmezden geliyor ya da iç çatışma olarak servis ediyor.Kafa ve üst gövdelerinden nişan alınarak vurulmuş olan direnişçilere “intihar ettiler” bile deniyor da katliam kelimesi kullanılmıyor.
Darbeciler Ramazan’da Müslüman Kardeşlerin oruçlu olduğu için orduya karşı direnemeyeceklerini düşünürken İhvan müthiş bir direniş gösterdi,Adeviyye’dekidirenişçilerin sayısı ölümlere ve sıcağa rağmen her geçen gün arttı. Demokratik yollarla seçilmiş olan ilk cumhurbaşkanları Mursi’nin dönmesi aylarca sürse de direneceklerini, kararlılıklarını belirttiler. Bugün hâlâ Kadın, çocuk, yaşlı hep birlikteAdeviyye Meydanını dolduruyor, teravihleriyle, dualarıyla, “Katil Sisi” sloganlarıyla mücadelelerine devam ediyorlar.
Independet muhabiri Fisk’in anlattıkları Mısır’daki dramın derecesini gözler önüne seriyor. 37 cesedin getirildiği hastanede ayakkabılarının kanlar içinde kaldığını, ölenlerin başından, gözünden ve göğsünden vurulduğunu anlatıyor ve doktorun şu müthiş cümlesine yer veriyor: “Onlar aydınlıktadır, Allah katındadır. Biz sadece gölgedeyiz…”
Evet, onlar zulme rıza göstermediler, zilleti kabul etmediler. Bu uğurda şehit oldular. Bir Ramazanı daha kana bulanmış Müslümanları gören İslam ümmeti ne yaptı peki? Batı sömürgesinde olan birçok Arap ülkesi darbecileri desteklerken mezhep farklılıkları da haklı gerekçeler gibi sunuldu. Ülkemizdeki Müslümanlara gelince… Bir kısmı her şehirde gösterileriyle Müslüman Kardeşlere destek olup dualar ederken bir kısmı da teravihlerinin, oruçlarının kendilerini kurtaracağını sandı. Ne eliyle, ne diliyle, ne kalemiyle tepkide bulundu. Belki de imanın en alt noktası olan kalbiyle buğzetmeyi bile beceremedi.
Şehitler…
“Anladım, onlar ölmediler
Ölüm adına
Ölüm maskesini takınarak
Dönüştüler bir ışığa” (S.Karakoç)
Onların bayramı bizden önce ettikleri muhakkak… Rabbim bizleri de hak yolunda, hak için Firavunlarla mücadele edebilen kullarından eylesin…