Aslında bugün HDP davasını mı yazsam yoksa merkez bankası başkanının değişmesini mi yazsam diye düşünürken en iyisi doğaçlama yazayım gitsin dedim kendi kendime. Türkiye'de sıcak gündem o kadar fazla ki insan nereye koşacağını şaşırıyor vallahi. Şimdi haberleri açıp dinlesem en az on tane daha gündem konusu bulacağıma çok eminim de neyse ben şuradan yazmaya başlayayım.
-HDP'nin kapatılma davasında çok söylenecek bir söz olduğunu düşünmüyorum çünkü parti kapatılır iki gün gündemde kalır üçüncü gün bir bakmışsınız yeni bir parti kurulmuş yeni kişilerle. Nereden mi biliyorum? Daha öncede BDP vardı, onun öncesinde DTP vardı, DEHAP, HADEP, ÖZDEP, DEP, HEP... Hepsi kapatıldı ve sonuç ortada. Nedense tam burada Gazi Mustafa Kemal'in bir sözü geliyor aklıma: “geçmişini bilmeyen geleceğine yön veremez.”
-Merkez Bankası başkanının değişmesi, faizlerin artması ekonominin çok da iyi gitmediğinin sinyaliymiş gibi geldi bana. Ama bunun tek sorumlusunun merkez bankası başkanının olmadığı da gün gibi ortada. Ülkede üretim yokken, sanayi gelişmemişken, borçlar birikmişken bir adam ne yapabilir ki. Yeni gelen ülkeyi tek başına kurtaracak herhalde bakalım görelim.
Haa ekonomi demişken bu sabah yakıt almak için girdiğimiz petroldeki çalışan bize faturalı mı olsun faturasız mı diye sordu. Biz sorudan bir şey anlamayınca, eğer faturasız alırsak 20 kuruş daha ucuza alabileceğimizi söyledi. Yani vergi kaçırıyorlardı bize de ortaklık teklif ediyorlardı ama kabul etmeden sessizce kaçtık oradan. Yazık benim ülkeme.