Mahmut Övür: Gazze direnişi ve Trump’ın ‘imparatorluk’ hayali
Mahmut Övür: Gazze direnişi ve Trump’ın ‘imparatorluk’ hayali
Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, Gazze'ye barışın gelme ihtimalinin bile çocuklar ve kadınlar için büyük bir umut ışığı oluşturduğunu belirtti. Övür, ABD'nin seçilmiş başkanı Trump'ın siyonist ağırlıklı kabinesine rağmen farklı bir politika izlemesinin de bu sürece önemli katkı sağladığını vurguladı.
Haber Giriş Tarihi: 17.01.2025 14:46
Haber Güncellenme Tarihi: 17.01.2025 15:05
Kaynak:
Haber Merkezi
hurhaber.com
Sabah yazarı Mahmut Övür, bugünkü köşe yazısında, . Gazze halkının direnişi ve ABD'nin seçilmiş başkanı Trump'ın siyonist ağırlıklı kabinesine rağmen farklı bir siyaset izlemesinin kaleme aldı.
Mahmut Övür'ün yazısının tamamı şöyle:
Gazze'ye barışın gelmesi ihtimali bile çocukların, kadınların gözlerinin parlamasına yetti. Henüz netleşmese ve İsrail'in faşist yöneticileri bahane arasa da bu yol açıldı ve geri dönüş yok. Gazze halkının direnişi ve başta ABD olmak üzere Batı Bloku'nun soykırıma suç ortaklığı bunu zorunlu kılıyor. Bunda kuşkusuz ABD'nin seçilmiş başkanı Trump'ın siyonist ağırlıklı kabinesine rağmen farklı bir siyaset izlemesinin katkısı büyük. Bu gerçeğe Trump'ın ekibiyle yakın ilişkisi olan bir Türk işadamı aylar önce dikkat çekmiş ve şöyle demişti:
"Trump bu kez çok güçlügeldi. Kabinesindeki radikallerebakmayın, Trump'ın istemediğihiçbir şey olmaz. Dünya çok farklıbir Trump görecek."
Doğrusu o günlerde uluslararası ilişkiler uzmanları, Trump'ın İsrail'e Biden'dan çok daha fazla destek vereceğini söylerken şu tespiti yapmıştım:
"Her şeye rağmen siyonistNetanyahu'yu durduracak tekisim Trump."
Gerçi hâlâ Biden kendisine mal etmeye çalışıyor ama gerçek şu: İsrail- Hamas arasındaki ateşkes görüşmelerinin mimarı Trump'tı ve bunun işaretini de birkaç kez verdi.
Özellikle son hamlesi deyim yerindeyse herkesin ezberini bozdu. Trump bir hafta önce kendi sosyal medya platformundan Columbia Üniversitesi'nden Prof. Dr. JeffreySachs'ın ekonomi ve savaşla ilgili bir videosunu paylaştı. Sachs o videosunda İsrail Başbakanı Netanyahu'nun sadece politikalarını eleştirmiyor, açıkça küfrediyor, aşağılıyordu. Trump, kabinesindeki siyonistlere rağmen cesurca bu videoyu paylaşmış, Netanyahu'ya nasıl bir siyaset izleyeceğinin mesajını vermişti.
Tabii bu sadece bir işaretti. Sürece direkt müdahalede bulunmayı da ihmal etmedi ve başkanlık koltuğuna oturmadan önce Özel Temsilcisi Steven Witkoff'u ateşkes için İsrail'e gönderdi. Özel temsilci, Netanyahu hükümetine ciddi baskı uyguladı ki, birçok İngiliz ve İsrail gazetesinde şu ortak analiz çıktı:
"Trump'ın temsilcisi, Biden'ınbir yıl boyunca yaptığındandaha fazlasını tek bir toplantıdaNetanyahu'ya kabul ettirdi."
İşin buraya kadarlık kısmı "iyi"görünüyor. Çünkü artık ABD insanlıksuçu işleyen bir İsrail'le suç ortaklığınıdaha fazla taşıyamayacak durumda.Türkiye, Güney Afrika gibi birkaçülke dışında Rusya'dan Çin'e, İran'danArap ülkelerine hiçbir güç, İsrail'inzalimliği karşısında dik durmadı. Buküresel sistemin çöküş işaretiydi. Oçöküşü da Hamas'ın 7 Ekim'deki AksaTufanı çıkışı gözler önüne serdi. Çoğuçocuk ve kadın Filistinliler bu çıkışınbedelini ağır ödeseler de yeni küreselsistemin kapısını aralamış oldular.
Peki bundan sonra ne olacak?
Bölgesel savaşlar, terör saldırıları ya da üçüncü dünya savaşı ihtimali mi artacak yoksa bambaşka yeni bir süreç mi başlayacak? Kimse bu soruların cevabını bilmiyor. Gözler Trump'a çevrili ama onun bir sonraki hamlesi de meçhul. Suriye'deki gelişmeler, Gazze'de ateşkes ihtimali sanki Trump'ın İbrahim Anlaşmaları'nı bir yana bırakıp Filistin devletini de kabul eden bir noktaya geldiğini ve daha "sakin" bir Ortadoğu istediğini gösteriyor.
Herhalde Trump, bu kez bir önceki iktidarından farklı içe dönük bir Amerika'dan çok, yeni "güneş batmayan" Meksika Körfezi'nden Grönland'a uzanan bir "imparatorluk" peşinde. Avrasya ve Ortadoğu'da da artık yeni ortaklarla mı olur bilemem ama büyük ihtimalle Çinİngiltere hattına karşı yeni bir "ÇinSeddi" oluşturmak derdinde.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mahmut Övür: Gazze direnişi ve Trump’ın ‘imparatorluk’ hayali
Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, Gazze'ye barışın gelme ihtimalinin bile çocuklar ve kadınlar için büyük bir umut ışığı oluşturduğunu belirtti. Övür, ABD'nin seçilmiş başkanı Trump'ın siyonist ağırlıklı kabinesine rağmen farklı bir politika izlemesinin de bu sürece önemli katkı sağladığını vurguladı.
Sabah yazarı Mahmut Övür, bugünkü köşe yazısında, . Gazze halkının direnişi ve ABD'nin seçilmiş başkanı Trump'ın siyonist ağırlıklı kabinesine rağmen farklı bir siyaset izlemesinin kaleme aldı.
Mahmut Övür'ün yazısının tamamı şöyle:
Gazze'ye barışın gelmesi ihtimali bile çocukların, kadınların gözlerinin parlamasına yetti. Henüz netleşmese ve İsrail'in faşist yöneticileri bahane arasa da bu yol açıldı ve geri dönüş yok. Gazze halkının direnişi ve başta ABD olmak üzere Batı Bloku'nun soykırıma suç ortaklığı bunu zorunlu kılıyor. Bunda kuşkusuz ABD'nin seçilmiş başkanı Trump'ın siyonist ağırlıklı kabinesine rağmen farklı bir siyaset izlemesinin katkısı büyük. Bu gerçeğe Trump'ın ekibiyle yakın ilişkisi olan bir Türk işadamı aylar önce dikkat çekmiş ve şöyle demişti:
"Trump bu kez çok güçlü geldi. Kabinesindeki radikallere bakmayın, Trump'ın istemediği hiçbir şey olmaz. Dünya çok farklı bir Trump görecek."
Doğrusu o günlerde uluslararası ilişkiler uzmanları, Trump'ın İsrail'e Biden'dan çok daha fazla destek vereceğini söylerken şu tespiti yapmıştım:
"Her şeye rağmen siyonist Netanyahu'yu durduracak tek isim Trump."
Gerçi hâlâ Biden kendisine mal etmeye çalışıyor ama gerçek şu: İsrail- Hamas arasındaki ateşkes görüşmelerinin mimarı Trump'tı ve bunun işaretini de birkaç kez verdi.
Özellikle son hamlesi deyim yerindeyse herkesin ezberini bozdu. Trump bir hafta önce kendi sosyal medya platformundan Columbia Üniversitesi'nden Prof. Dr. Jeffrey Sachs'ın ekonomi ve savaşla ilgili bir videosunu paylaştı. Sachs o videosunda İsrail Başbakanı Netanyahu'nun sadece politikalarını eleştirmiyor, açıkça küfrediyor, aşağılıyordu. Trump, kabinesindeki siyonistlere rağmen cesurca bu videoyu paylaşmış, Netanyahu'ya nasıl bir siyaset izleyeceğinin mesajını vermişti.
Tabii bu sadece bir işaretti. Sürece direkt müdahalede bulunmayı da ihmal etmedi ve başkanlık koltuğuna oturmadan önce Özel Temsilcisi Steven Witkoff'u ateşkes için İsrail'e gönderdi. Özel temsilci, Netanyahu hükümetine ciddi baskı uyguladı ki, birçok İngiliz ve İsrail gazetesinde şu ortak analiz çıktı:
"Trump'ın temsilcisi, Biden'ın bir yıl boyunca yaptığından daha fazlasını tek bir toplantıda Netanyahu'ya kabul ettirdi."
İşin buraya kadarlık kısmı "iyi" görünüyor. Çünkü artık ABD insanlık suçu işleyen bir İsrail'le suç ortaklığını daha fazla taşıyamayacak durumda. Türkiye, Güney Afrika gibi birkaç ülke dışında Rusya'dan Çin'e, İran'dan Arap ülkelerine hiçbir güç, İsrail'in zalimliği karşısında dik durmadı. Bu küresel sistemin çöküş işaretiydi. O çöküşü da Hamas'ın 7 Ekim'deki Aksa Tufanı çıkışı gözler önüne serdi. Çoğu çocuk ve kadın Filistinliler bu çıkışın bedelini ağır ödeseler de yeni küresel sistemin kapısını aralamış oldular.
Peki bundan sonra ne olacak?
Bölgesel savaşlar, terör saldırıları ya da üçüncü dünya savaşı ihtimali mi artacak yoksa bambaşka yeni bir süreç mi başlayacak? Kimse bu soruların cevabını bilmiyor. Gözler Trump'a çevrili ama onun bir sonraki hamlesi de meçhul. Suriye'deki gelişmeler, Gazze'de ateşkes ihtimali sanki Trump'ın İbrahim Anlaşmaları'nı bir yana bırakıp Filistin devletini de kabul eden bir noktaya geldiğini ve daha "sakin" bir Ortadoğu istediğini gösteriyor.
Herhalde Trump, bu kez bir önceki iktidarından farklı içe dönük bir Amerika'dan çok, yeni "güneş batmayan" Meksika Körfezi'nden Grönland'a uzanan bir "imparatorluk" peşinde. Avrasya ve Ortadoğu'da da artık yeni ortaklarla mı olur bilemem ama büyük ihtimalle Çinİngiltere hattına karşı yeni bir "Çin Seddi" oluşturmak derdinde.
Sevgili Haşmet Babaoğlu haklı, önümüzdeki haftadan itibaren, "durmadan ABD'yi konuşacağız".
Çok Okunanlar