Çarşaflı bir kadın, öyle güldüm ki geçen haberlerde...
Çarşaflı...
İslâmî duyarlılığı fazla işte ama yine de hırs...
İnsanız işte , hırs...
"Elin evinde ne arıyorsun sen ? " diye mermer parçası ile saldırış...
Giden gitmişken beyhude gayret...
Ama boş veriş yok , ben de buradayım edasıyla
gidene neden gittin deyiş...
Oysa bilmez misin ki ey ablam , erkekler giderler...
Çok güzel olunca irite olur daha rahat edeceği daha az bakımlıya koşarak giderler...
Sadece hayallerindeki kendilerini , hayallerindeki haklılıklarını , saatler boyu sorgusuz dinletebildikleri hatunlara ; parlak ışıklar altında hani afyonlu ortamlarda çay parasını tütün parasını hani yıllık nevalesini tüm ailenin bırakırlar ya... İşte onlara giderler...
Mantıklıdırlar , mantık isterler elektrik su doğal gaz deyince hemen uçuverir gönülleri başka diyarlara böyle sıkıcı muhabbetlere hiç gelemez , giderler...
Çok sevince bunalır giderler...
İlgiye boğulmazlarsa başıboş ruhlarını avutacak meşguliyetlere giderler...
Soğuk taşlarla oynamaya sözde kıraat evine giderler...
Çay/ çorba içmeye giderler...
Balığa mangala sohbete derse giderler...
Fazla dindar olunca anne gibi görüp giderler...
Fazla akıllı olunca her saçmalıkta muhtaç numarası aciz numarası yapan daha fazla zekisine giderler...
Konforları önde gelir , en az soru sorana giderler...
Eğer başarılı olursa kadın, ihmal edildik hepten diye ağlayarak giderler...
Evde olursa hatun kişi, bu pespayelik nereye kadar diye giderler...
Bazen sebep tekdüzeliktir , bazen can sıkıntısı...
Bazen çocuk ruhlarındaki alt beyindeki oyuncak ihtiyacı...
Ama giderler...
Seküleri başka gider , mütedeyyini başka...
Laiki başka, antilaiki bambaşka...
Kadınlar mı ?
Kadınlar gitmez , "Git "der alt tarafı Candan Erçetin gibi - Cemal Safi sözleri ile - ve bekler ki Erdem Bayezit ' ın dediği gibi :
Dağ gibi otururlar evlerinde...
Limanlar gemileri nasıl beklerse...
Öyle beklerler erkeklerini...
Nüket Belsan Taşören