FETÖ'nün medya yapılanması davasında aralarında Atilla Taş'ın da bulunduğu 21 kişinin tahliyesine karar verildi. Atilla Taş mahkeme heyetine, "Ne olur bizi yalnız bırakmayın. Sizi seviyoruz" demişti.

İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesindeki beşinci duruşmada, İstanbul Cumhuriyet Savcısı'nın, 13 sanığın tahliye edilmesi, 13 sanığın da bu hallerinin devamına yönelik talebine karşılık sanık ve sanık avukatlarının beyanları soruldu.

Sırayla söz alan sanıklar ve avukatları, tahliye ve beraat kararı verilmesini istedi. Sanıklardan Habip Güler, hakkında gözaltı kararı verildikten sonra Manisa'da ailesinin evindeyken 25 Temmuz 2016'da teslim olduğunu ve davaya konu herhangi bir haberi ya da röportajının olmadığını anlattı. Güler, "13 yıllık gazeteciyim. Savcı benimle ilgili 'algı oluşturuyor' ifadesini kullanmış. Toplamda attığım 13 tweet var. 3'ünde darbeyi lanetliyorum, 3'ü medya özgürlüğüyle ilgili. Diğerleri de objektif gazeteciliğe yapılan övgü ve Mevlana'ya dair tweetlerdir. Hükümeti öven birçok tweet attım. Tweetlerin örgütle herhangi bir bağlantısı olmadığı ortada." dedi.

MAHKEMENİN TAHLİYE KARARI

Sanık ve sanık avukatlarının beyanlarının alınmasının ardından, ara karar verilmek üzere duruşmaya bir süre ara verildi. Aranın ardından yeniden başlayan duruşmada, mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Mahkeme heyeti, Atilla Taş'ın da aralarında bulunduğu 21 tutuklu sanığın, üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, suç vasfının ileride sanıklar lehine değişme ihtimali ve sabit ikametgah sahibi olmaları gerekçeleriyle tahliyesine karar verdi.

TAHLİYE EDİLENLER

Tahliye olan sanıklar Atilla Taş, Türk Solu Gazetesi'nin baş yazarı Gökçe Fırat Çulhaoğlu ile Murat Aksoy, Yakup Çetin, Abdullah Kılıç, Seyit Kılıç, Mustafa Erkan Acar, Hüseyin Aydın, Ali Akkuş, Bünyamin Köseli, Cihan Acar, Oğuz Usluer ve Yetkin Yıldız oldu.

ÜNAL TANIK TAHLİYE OLAMADI

Bu sanıklarla ilgili yurt dışına çıkış yasağından oluşan adli kontrol tedbiri uygulanmasına hükmeden heyet, tutuklu sanıklar Mutlu Çölgeçen, Davut Aydın, Emre Soncan, Ufuk Şanlı ve Ünal Tanık'ın ise, üzerlerine atılı suçları işledikleri yönünde somut delillerin bulunması, delillerin tam olarak toplanmaması, tutuklu kaldıkları süreye göre öngörülen cezanın altı ve üst sınırına göre tutuklama tedbirinin ölçülü olması gerekçeleriyle, bu hallerinin devamını kararlaştırdı.