Antalya Kaş, Muğla Datça, Çanakkale Ayvacık, Adıyaman Samsat; tümü daha iki ayını geride bıraktığımız 2017'de meydana gelen depremler…
Beşik gibi sallanıyoruz neredeyse her gün… Karadeniz ve Ege denizindeki sarsıntıları saymıyorum bile…
İstanbul depremi olarak adlandırdığımız Marmara denizindeki deprem aklımıza geldiğinde ise tüylerimiz diken diken oluyor!..
Kolay değil, uzmanlara göre, zamanı geldi de geçiyor bile; 11 saniye ya da 11 yıl sonra da olabilirmiş.
Gel de korkma; en az 7, en fazla 7.9 şiddetinde olabilir diyor işin uzmanları…
İstanbul bu depreme hazır mı? Pek sayılmaz…
Fatih hazır mı? Sanmıyorum…
Neden Fatih derseniz, sadece bu semtte oturduğum için değil, İstanbul'un diğer semtlerinden daha iyi bildiğim için…
Eminönü'nden başlayıp Ayvansaray'a dek uzanan sahil şeridinde binlerce eski ve bakımsız tarihi bina yıkıldım, yıkılacağım diyor!…
Binaların kimi boş, kiminde ise yoksul insanlar oturuyor…
2009'da üç katlı binada oturan 5 çocuklu 7 kişilik aile bina çatırdamaya başlayınca kendini dışarıya atabildi, ama dışarıya çıkamayan yaşlı İtalyan kadın çöken binanın altında kalarak hayatını kaybetti…
Neden binalar kentsel dönüşüm çerçevesinde yenilenemiyor derseniz, bu mümkün değil. Çünkü bölge tarihi sit alanı içerisinde; yüksekliği en fazla 9.5 metreyi geçmeyecek bina yapabilirsiniz.
Yani yık 3 katlı binayı, yap 15 katlıyı, götür parayı gibi bir rant yok bu sahil şeridinde.
Rant yok, ama eski binamı yıkıp kendim yapayım derseniz izin de yok!
Neden mi, mesele biraz uzun, özetlemeye çalışayım:
Fatih Belediyesi, Ekim 2005'te bölgeyi yenileme alanı ilan etti…
Aralık 2009'da Fener-Balat-Ayvansaray yenileme alanı avan projesi Fatih Belediye Meclisi'nde onaylandı…
Haziran 2010'da Avan proje yenileme kurulu tarafından onaylandı…
Ocak 2012'de yıkım çalışmaları başladı…
Mart 2012'de müze denetimi olmadan hafriyat çalışması yapıldığı gerekçesiyle çalışmalar durduruldu…
Haziran 2012'de 5. İdare Mahkemesi, Ayvansaray projesini de Fener-Balat projesiyle beraber iptal etti...
Ekim 2012'de Bakanlar Kurulu Fener-Balat-Ayvansaray için acele kamulaştırma kararı aldı…
Mayıs 2013'te alanla ilgili avan ve uygulama projelerinin yürütmesinin durdurulmasına karar verildi…
Eylül 2013 Danıştay 6. Dairesi acele kamulaştırma kararını iptal etti…
***
Şimdi Fener, Balat, Ayvansaray deyip geçmemek lazım; bana sorarsanız, Galata, Ortaköy ve Cihangir'den çok daha farklıdır bu sahil şeridi.
Unkapanı'ndan başlarsanız yürümeye; Haliç'in maviliği, çamın ve çimin yeşili eşlik eder size…
İstanbul'daki tarihi kent içi alanlardan en ilgi çekici ve en uzunlarından biridir bu bölge.
Eski mahalle yaşamına özlem yoktur, çünkü yüzyıllardır mahalle kültürünün kesintisiz devam ettiği bir bölgedir burası.
Ermeni ve Rum mimarisinin binlerce örneği, yüzlerce yıllık onlarca kilise ve sinagog karşılar sizi.
Tarihi çarşıyı dolaşırken hayran kalırsınız tek katlı tonozlu dükkanlara.
Son 10 yılı saymaz isek bakir kalmıştır Fener-Balat-Ayvansaray üçlemesini oluşturan bu büyüleyici bölge.
Bölgenin asıl sahiplerini oluşturan Rum, Ermeni ve Yahudiler, Varlık Vergisi ve 6-7 Eylül olaylarının ardından göç etmek zorunda kalırken, fabrika atıklarıyla kirlenen Haliç'in artık dayanılmaz bir koku salmasıyla, sahil şeridi iyice boşalıp adeta hayalet bir kente bu yarımada.
Zaman içerisinde bu tarihi yarımadanın yeni kiracıları oldu Anadolu'dan kopup gelen yoksul insanlar…
Fiziki olarak can çekişen bölgeye ilk neşteri ise Fatih Belediyesi vurdu. Belediyenin 2004'de AB ile ortaklaşa yürüttüğü proje kapsamında, Fener ve Balat'ta başta tarihi çarşılar olmak üzere toplam 121 bina restore edildi.
Ancak çoğu şey, can suyu ile Haliç'e yeniden hayat verecek olan o projenin devreye girmesiyle başladı.
Karadeniz'in temiz ve bol oksijenli suyu, 14 km boyunca dev borulardan oluşan tünellerle Haliç'e ulaşınca, sadece dayanılmaz koku yok olup, suyun rengi değil daha çok şey değişti.
Fener ve Balat, Cihangir ve Tophane'nin ardından, son 15 yılda zenginleşen orta sınıfın ilgisini çeken yeni mekan oldu…
Şimdi burada filmi yeniden başa saralım: 2013'te Danıştay'ın iptalinden bu yana Fener-Balat ve Ayvansaray'da imar yok.
Fatih Belediye'si yeni imar planı için kolları sıvasa da, henüz ortaya çıkmış net bir proje yok.
Deprem kapıda, ama yenileme projesi yapım aşamasında.
İmar yok, binanız tarihi olmasa bile yıkıp yeniden yapamıyorsunuz.
Bu durum Fatih Belediyesi'ne hiç yakışmıyor.
Neden mi?
Halkın memnuniyetinde öne çıkmış, farklı alanlarda 13 ödül almış, yeşil alan sahasını 12 yılda ikiye katlamış bir belediyenin, acilen yenilenmesi gereken bir bölge için hala yeni bir proje ortaya koyamamasını anlamak mümkün değil.
Hem de o büyük İstanbul depreminin arifesinde…