Yine böyle bir serin Eylül sabahında, Genelkurmay Başkanı Org Kenan Evren başkanlığında maalesef Ordu yönetime el koydu. Seçilmiş Hükümet indirildi. Gerçi hükümet görevini yapabildiği pek söylenemezdi. Milletin açtığı Meclis kapatıldı. Milletin seçtiği Liderler sürgüne gönderildi. Günlerce sokağa çıkma yasağı getirildi. Binlerce insan tutuklandı , vatandaşlıktan çıkarıldı, haksız yere cezaevine konuldu. Daha sonraki yıllarda bu Darbeci General şöyle diyordu,
"Şartların olgunlaşmasını bekledik Netekim eşit olsun diye bir sağdan astık bir soldan astık!"
Evet gerçekten ne hikmetse olaylar bir anda kesilmişti. Vakit artık darbe vaktiydi. İnsanların darbeyi olumlu karşılaması sağlandı. Batıya karşı mahçup olmamak lazımdı. Netekim bu darbeyi demokrasi için yapmıştı. Tabi yersen. Netekim öte yandan yüzlerce kişi işkencelerde can verdi. Hapishaneler doldu taştı. Pek çok masum idam edildi. Özellikle Ülkücü Harekettekiler çok eza ve cefa gördü. Çocukları bile yargılayıp hapse attılar. Tabi bir de Şehidimiz Muhsin Yazıcıoğlu vardı. Henüz Gencecik yaşında işkenceye tabi tutuldu. İdamla yargılandı. Fakat sonra Siz masummuşsunuz sizin suçunuz yokmuş çıkın dediler.
Çıktı kızmadan öfkelenmeden çıktı ve çıkar çıkmaz arkadaşlarına "Evet Nerde kalmıştık?" dedi. 7 yıl hapis yatmasına rağmen ne kaderine küstü ne devletine. Allah rahmet eylesin mekanları cennet olsun. Cümle şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Mustafa Pehlivanoğlu ve tüm ağabeylerimizi... Kahrolsun 12 Eylül Darbecileri. Onları her Eylül'de lanetleyerek anacağız. Bunu hakediyorlar. Bu milletin geleceği ile oynadılar. Kimbilir ne cevherler ne aslanlar yok edildi . Darbelere karşı gelmek hepimizin ortak görevidir. Dünyanın neresindre olursa olsun her türlü darbe ve darbe girişimine karşı çıkmalıyız. Bugün attığımız adımlar yarın bizim için şahitlik yapacaktır.
ALPEREN KILIÇ