Allahu Teâla Ali İmran 103. ayette bizlere şöyle buyuruyor “Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı yapışın, bölünüp parçalanmayın. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirine düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O'nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız.” Bu mübarek ayet bize açıkça, bölünüp parçalanmadan, bir bütün olarak, tek vücut halinde durmamızı ve birbirimize düşman olmamamız gerektiğini emretmektedir. Buna rağmen günümüze baktığımızda Müslümanların tıpkı kopan bir tespihin taneleri gibi, birbiriyle irtibatlarını kestiklerini ve hatta birbirlerine düşmanlık, kin ve haset beslediklerini görmekteyiz. Acaba burada tartışılması gereken konu (haşa) ayetin doğruluğu mu yoksa bizlerin bu ilahi kanunlara ve Allah'ın muhteşem nizamına muhalefet etmemiz midir? Tabi ki ayetler ve hadisler bize doğru yolu göstermek için var olmuştur. Ancak biz yıllarca genlerimizde bulunan bu kodları unutur hale gelmişiz ve isyan etmişiz.
Dünya üzerinde yaşamış ve yaşamakta olan milyarlarca insan daha iyi bir Dünya umudu ile yaşarlar. Her yeni bir günde yeni bir Dünya kurulur. Her sabah yeni bir başlangıçtır insanoğlu için. Bazı insanlarda öylesine dalıp gitmiştir ki sanki Dünya hiç bitmeyecek gibi yaşarlar. Oysa ki Dünya denen gezegenin yüzeyini örten kara toprak için bizler sadece doğaya karışacak olan bir gübreyiz. Üç günlük sürecek bir yuvarlak gezegen için bu kadar birbirimize saldırmanın, öldürmenin, yaralamanın bir anlamı var mıdır? Hani demişti ya rahmetli Şehidimiz Muhsin YAZICIOĞLU başkan “Hiçbirimizin garantisi yok. Şurada ayakta duranın da, oturanın da garantisi yok. Ruh bir saniyeliktir. Bir saniyenize bile hakim değilsiniz. Bir saniyesine bile hakim olamadığınız, hükmedemediğiniz bir hayat için, bir dünya için bu kadar fırıldak olmanın anlamı yoktur…” Elbette ki yoktur çünkü biz Allah tarafından yaratılmış akleden, düşünen, konuşan, ağlayan, mutlu olabilen en mükemmel bir yaratığız. O halde insanlar neden milyarlarca lira harcayıp birbirini yok edecek silahlar üretiyor? Neden sürekli toprağı, suyu ve havayı betonla, kulelerle, gökdelenlerle zehirliyor? Gıdaları neden bozuyor? Doğayı ve canlıları neden sürekli ifsad etmeye çalışıyor? Bu Dünya ve üzerindekiler insana yetmiyor mu? Evet maalesef yetmiyor bizlere!
Küresel sömürgeci emperyalist bazı ülkeler hiç durmadan yayılmak, sömürmek, yok etmek için çalışıyor. Sözde barış, sevgi ve hoşgörü temsilcisi kesilen bu emperyalist güçler okyanus ötelerinden binlerce kilometreyi aşıp İslam diyarlarına ölüm kusuyorlar. Kendi yerleştikleri büyük topraklar yetmiyor gibi başka milletlerin topraklarına da göz dikiyorlar. Atmosferi ve denizleri kirletecek çalışmalar yapıyorlar. Sormak lazım sizin Çanakkale'de Irak'ta, Afganistan'da, Libya'da, Doğu Akdeniz'de ne işiniz var ki uçaklarınızı ve gemilerinizi yolluyorsunuz. Biz bir kardeşimize, komşumuza, vatanımıza sahip çıkmak veya yardım etmek isteyince neden işgalci ilan ediliyoruz? Soruların cevapları zaman zaman Tv.lerde yaptıkları röportajlarda gizlidir. 28 tane ülkenin rejimini değiştirmekten bahseden özel yetiştirilmiş Ajanlar utanmadan ve açıkça konuştular. Kinlerinizde hasetlerinizde yok olup gidin inşallah... İşte yine bir başka özel yetiştirilmiş demokrasi havarisi Joe BİDEN… ‘Muhaliflere destek olup iktidarı yıkmalıyız' diyor. Türkiye ve diğer ülkelere ayar vermeye kalkıyorlar. Allah aşkına size ne oluyor ki siz kimsiniz, necisiniz, kimin nesisiniz? Allah bizleri, milletimizi, vatanımızı, devletimizi bu Şeytanların şerrinden korusun. İnsan görünümlü bu şeytani varlıkların saldırılarından bizi muhafaza etsin. Ya Rabbi! Görüyorsun ve biliyorsun halimizi, başka yapacak bir şeyimiz yok. Dua dua dua. Sen bizleri koru.. nesillerimizi koru.. bizi bu zalimlere ezdirme. Bunlara muhtaç bırakma bizi. Amin. Selam ve dua ile.