Ağustos 2014'te, (Özcan, AK. [2016], Kandil'in İntiharı, s. 169-172) yukarıdaki soruyu sorduk – ve cevap gelmeyeceğini bildiğimiz için – ünlü Bilge ve Köpek rivayetini aktardıktan sonra aşağıdaki cevabı verdik:
Erdoğan muhalifleri terbiyede kaybediyor, edecek. Çünkü tertbiyesizliklerinin “dehşet”inden korkmaktadırlar. Kastettiğimiz terbiye, oturuş-kalkış adabından nefsin insanlaştırılmasına kadar uzanan “beşbin yıllık bir yol”un henüz-girilmemiş tarlasındaki “Ben”in terbiyesidir.
Erdoğan, İslam felsefesinden toparlayıp derleyebildiği cüzî bir “terbiye”den bu kadar kazanmaktadır. Nefsin bu cüzî terbiyesinin bile aldığı yolu çalışıp, iğne ile kuyu kazar gibi bir yeniden insanlaşma terbiyesiyle “ben”i tanıştırmadıkça da, bu “çizgi” bütün eksik-aksak ve eğri-büğrülüklerine rağmen kazanmaya devam edecektir.
Tabi bu terbiye öyle sadece soyut bir terbiye değil. 12 yıllık Yeni Türkiye birikim ve kazanımlarının üzerine, 30 yıllık isyan örgütü olan PKK'nin bir “vekil”inin (Demirtaş) Türkiye Cumhurnaşkanlığı'na aday olmasına götüren Çözüm Süreci somutlaşmasının somut bir terbiyesidir.
Üzerinden – şimdilik – üç seçim daha geçti, kaybetmeye devam...
Senelerden “geçen sene” mezun olacak sosyoloji öğrencilerime, aşağıdaki “üç koşul” ile yazı/makale toplamaları ödevi verdim:
1. “Erdoğan neden hep kazanıyor (karşıtları neden kaybediyor)” sorusuna cevap arayacak,
2. Sol-sosyalist cenahtan olacak,
3. Birazcık “sosyoloji kokusu” verecek (polemik olmayacak).
Yaklaşık üç ay boyunca “bunlar değil, git bir daha bak!” tekrarlamalarımla, sonuçta 73 “yazı” toplandı. Bunların “aynı”ları hariç yaklaşık 50'si kaldı elimizde. Bunlardan “sosyoloji kokan”ları bir elin parmak sayısı kadar ve bunlar da “sağ cenah”ın Erdoğan ve partisi cephesinden... Y.Özdil ve E.Çölaşan (bir zamanlar Çölajanı'ydı) “cins”indenleriydi diğerleri.
Yani hasılı, soruya cevap arayan/veren, “soldan” olan ve “sosyoloji kokan” bir adet “metin” bulduramadık... Çünkü yok: ilgi alanlarında değil.
***
Peki olacak mı? Yakın bir gelecekte bir umut ışığı görünmüyor...
Ya peki ne görünüyor? “Baba ve oğlu” muhalefetin 16 Nisan referandumuna “itiraz”ları, daha kötüye gideceğinin en “ahlaksız ve vicdansız” somut verisini elimize verdi maalesef. Ve bir daha maalesef ki; referandumu kazananlar da bu ahlak-cicdan vakıasına pek bir ilgileri yok...
Nedir bu CHP ve HDP'nin ahlak/vicdan dışı VAKIA'sı? Tam bir “konsensüs” ile üzerinde üşüşülen “hukuksuzluk” şu:
YSK, sandık kurulu görevlilerinin mühürlemediği pusulalardaki oyları “geçerli” kabul etmiş. “Vay sen nasıl bu ‘kanunsuzluk'u yaparsın!”
***
Vallahi işin “kanunî”liği beni hiç ilgilendirmiyor bu “vakıa”da. Çünkü insanlık tarihi inşaatının “kanunî” vahşet ve barbarlık taşlarıyla örülü olduğunu dehşetle okuyoruz...
Siyaset Felsefesine/Sosyolojisine/Bilimine Giriş derslerimizde “yasallık (kanunîlik) ve meşruluk” başat başlıklarımızdandır. Yasal/Kanunî ama vahşî, barbar, ahlaksız ve vicdansız; Yasadışı/Kanunsuz ama anasütü kadar helâl ve meşru VAKIA'lar sayısız örneklerle anlatılır bu derslerde. Kürtçe'nin çocuk isimlerindeki kelimeleriyle bile onyıllarca “kanunsuz dil” olması gibi mesela.
***
Bir uçkur kasediyle getirtilen “baba” CHP'nin son genel başkanı ve Öcalan'ın İmralı'dan çıkacak bir “Hayır”lı cenazesine kilitlenmiş olduğu giderek sırrıtan “oğul” HDP eliti; kendi parti temsilcilerinin DE içinde olduğu sandık kurullarının mühürlemediği oy pusulalarının kanunsuz (yani yasadışı) olduğu gerekçesiyle “Avrupa'mız”ın İnsan Hakları Mahkemesi'nde “adalet” aramaya çıktılar.
Ve fakat maalesef; eşiklerindeki musalla taşında koyun-koyuna yatan VİCDAN, AHLAK ve TERBİYE'yi aramak ne akıllarından ne gönüllerinden geçmektedir. GeçEmemektedir...
Sandık kurulu vebâlinin cezasını, vatandaşın “anasütü” kadar helâl oyuna çıkaran “kanunsuz” sayma vicdansızlığı ve ahlaksızlığını “ekmek torbaları”na alıp Avrupa kuçelerinde adalet aramaya çıkıverdiler...
Tanrı size akıldan önce ruhunuza NEFİS TERBİYESİ nasib eyler inşallah!
Bu “nasip”ten bir “hisse” çıkmadıkça kaybetmeye “hayırlısı” ile devam edecekler. Etmelidirler de...
Doç. Dr. Ali Kemal Özcan
Munzur Üniversitesi
Dersim
