Türkiye 1920'den bu yana her 24 Nisan'da ABD'den gelecek 1915 Ermeni olaylarına ilişkin açıklamalara yoğunlaşır, bu artık klasikleşmiştir. Karşılıklı atışmalar olur ardından konu rafa kaldırılır. ABD Başkanlık seçim dönemi gelir, Başkan adayları, ABD'de yaşayan Ermenilerin oylarını alabilmek için 1915 olaylarını ‘‘Soykırım'' olarak tanıyacağının sözünü verir.Tek amaçları seçimlerde Ermeni oylarını alabilmektir.Bugüne kadar seçimlerin duygusal atmosferi içerisinde verilen, boş bir sözden ileri gitmeyen bu vaadi tutan 2 ABD Başkanı olmuştur.
1981 yılında ABD Başkanı olan Ronald Reagan ‘‘Soykırım'' ifadesini kullanan ilk lider olurken, Joe Biden 1915 olaylarına ilişkin ‘‘Soykırım'' ifadesini kullanan ikinci ABD lideri olarak tarihteki yerini almıştır.
Bu iki müstesna isim dışında 1920'den bu yana ABD Başkanlık koltuğuna oturan Woodraw Wilson, Warren G. Harding, Calvin Coolidge, Herbert C. Hoover, Franklin D. Roosevelt, Harry S. Truman, Dwight D. Eisenhower, John F. Kenned,y, Lyndon B. Johnson, Richard Nixon, Gerald Ford, Jimmy Carter, George H. W. Bush, Bill Clinton, George W. Bush, Barack Obama ve Donald Trump seçim dönemlerinde ABD'de yaşayan Ermenilere 1915 olaylarını ‘‘soykırım'' olarak tanıyacaklarının sözünü verdikleri halde bu sözü tutmamışlardır çünkü ortada soykırım yoktur. Elbette büyük acılar yaşanmıştır. Kardeş kanıyla yoğrulmuştur bu topraklar. Herkes acı çekmiştir. Gün acıları yarıştırma günü değil kucaklaşma günüdür. Bu topraklarda katledilen Hrant Dink için vicdanı olan insani değerler taşıyan herkes ağladı mı ? Hrant ‘‘Evet ,biz Ermeniler'in bu topraklarda gözü var ama alıp gitmek için değil, gömülmek için''demişti. Biden'ın ‘‘soykırım''sözü Hrant'ın kemiklerini sızlatmıştır.
ABD'de, Ermenistan'da ve dünyanın birçok ülkesinde yaşayan Ermeniler 1915 olaylarının yaşandığı Türkiye'de barış ve yüzleşme aramak yerine ABD Başkanlarının popülist siyasi söylemlerinden medet bulma hayalini terk etmelidirler. ABD soykırım,vahşet,katliam,ölümün ne demek olduğunu en iyi bilen ülkedir.
ABD Başkanı Biden'ın ‘‘soykırım'' açıklamasından sonra Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Biden'a teşekkür etti. Eğer Başbakan Paşinyan omurgalı bir duruş sergileyip teşekkür etmek yerine ‘‘Değirmenini kanla döndüren ABD sizin 100 yıldır bizi kullanmanızdan bıktık'' deme erdemini gösterebilseydi çözüme katkı sunardı bataklığa değil.
Biden'ın ‘‘soykırım'' açıklamasının ardında yatan gerçek sebep başta Suriye olmak üzere, libya,Mısır,Azerbeycan,Mavi vatanda izlediğimiz dış politika ve teröre karşı verdiğimiz mücadeledir.
Türkiye dış saldırıların ve baskıların yanı sıra uzun süredir iç siyasette de derin kırılmalar yaşıyor,toplum neredeyse ikiye ayrılmış vaziyette, milli meselelerde bile ortak akılla hareket etmek yerine Cumhur ve Millet ittifaklarının sözcüleri,destekçileri sürekli birbirlerini tahkir ediyorlar. Her iki tarafında amigosu, çığırtkanı, trolü, troliçesi bir birlerine hakaret etmek için hazır kıta bekliyor, bunları ciddiye almayın, önemsemeyin ,yok sayın.
Britanyalı filozof Bertrand Arthur William Russell'ın çok beğendiğim ‘‘Ne kadar az bilirseniz, onu o kadar şiddetli savunursunuz'' ve ‘‘Önyargının ve zalimliğin asıl kaynağı korkudur. Korkunun üstesinden gelmek bilgeliğin ilk adımıdır'' sözleri bir anlamda içinde bulunduğumuz durumu özetliyor. Kısa bir süre önyargılarınızdan kurtulmanızı,beynimize enjekte edilen ötekileştirme, düşmanlaştırma algılarını bir kenara atmanızı rica ediyorum.
Konuşmak, doğruyu tartışarak bulmak zorundayız. Türkiye sadece Türklerin değil kendisine bu ülkeye ait hisseden herkesin Ana vatanıdır. Şimdi yazdıklarımı objektif olarak okumanızı istiyorum.
Uzun süredir Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı bir düşmanlaştırma, toplumda Erdoğan nefreti oluşturma gayretleri var buna zemin hazırlayanların da Başkan Erdoğan'ın yakın çevresi olduğu herkesin malumu ancak burası önemli değil. Bizler Başkan Erdoğan'ın Türkiye'nin temel sorunlarında ne yaptığına bakalım. Kürt meselesinin çözümü için gövdesini taşın altına koymuştur. Hiçbir siyasi liderin cesaret edemediği kadar ileriye gitmiş akan kan dursun diye siyasi iktidarını riske atmıştır. HDP'ye siyasetin kapılarını sonuna kadar açmıştır ancak HDP cesur olamamış, milletten aldığı desteği PKK'ya peşkeş çekmeye kalkmıştır çözüm sürecini baltalamıştır. Gelelim 1915 olaylarına karşı aldığı tavra.
Biden'ın ‘‘soykırım'' açıklamasına Başkan Erdoğan sert cevap vermedi diye eleştirenler bu ülkenin milli menfaatlerini düşünmüyorlar amaçları kriz çığırtkanlığı yaparak yeni felaket kapılarını aralamaktır, geçin bu samimiyetsiz lümpen takımını ‘‘aydınız, akademisyeniz, yazarız, gazeteciyiz'' diye ortalıkta gezen bu yavşaklar,1915 olaylarıyla ilgili olarak 2014 yılında Erdoğan Başbakan iken Ermeniler için "Kadim ve eşsiz bir coğrafyanın benzer gelenek ve göreneklere sahip halklarının, geçmişlerini olgunlukla konuşabileceklerine, kayıplarını kendilerine yakışır yöntemlerle ve birlikte anacaklarına dair umut ve inançla, 20. yüzyılın başındaki koşullarda hayatlarını kaybeden Ermenilerin huzur içinde yatmalarını diliyor, torunlarına taziyelerimizi iletiyoruz." Mesajını yayınladığında niye destek olmadılar niye katkı sunmadılar, çünkü dertleri başkaydı.
Başkan Erdoğan'ın kıymeti hala tam anlaşılmış değil ne yazık ki başta AK Partililer bunu anlamış değil. Süleyman Soylu, Abdülhamit Gül, Hulusi Akar'ı herkes gibi bende ayrı tutuyorum onlar canlarını dişlerine takmışlar. Başkan Erdoğan'ı savunayım derken binlerce gerekçeleri varken amigo çığırtkanlığıyla sadece bağıranlar ne dediklerini, kendileri bilmiyorlar ki başkaları onları anlasın. Başkan Erdoğan Ermenilere, Kürtlere daha ne yapsın ? Bugüne kadar hiçbir liderin yapamadığını yaptı karşılığında ihanet ettiler sırtından hançerlemeye kalktılar ancak vatansever Ermeni ve Kürtler kendisini asla terk etmedi ve etmeyecektir. HDP milletvekili Garo Paylan'dan Başkan Erdoğan'ın 2014 mesajına da vurgu yaparak Biden'a tepki koymasını beklemek çok mu ütopik olur ?