Hür HABER - Türkiye'nin Online Haber Platformu

Hür HABER - Türkiye'nin Online Haber Platformu

Hür Haber, Türkiye ve dünyadan önemli olan Son dakika, Güncel, Teknoloji, Magazin ve Siyaset haberlerini okuyabilirsiniz.

SON DAKİKA
Sol Ok
Sağ Ok
Menü
Ara
Facebook Twitter
ANASAYFAGÜNDEMSİYASETSPOREKONOMİ SEYAHAT TEKNOLOJİ YAZARLAR FOTO VİDEO

Hasan Kaya

Ekonomideki karakış ve yangınlar

Facebook Twitter Linkedin WhatsApp Tumblr Yazdır Büyüt Küçült

Çoğu zaman balık hafızalı bir toplum olduğumuz iddia edilir.

Bunun için eskilere gitmeden bazılarının unutmuş olabileceği varsayımı ile alt ay öncesindeki orman yangınlarını hatırlatmak istiyorum.

Bildiğiniz gibi Temmuz- 2021 ayında turistik bölgelerdeki 53 ilimizde aynı anda veya birkaç gün aralıklarla olmak üzere 270 orman yangını çıkmış/çıkarılmıştı.

Bu yangınlarda 8 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, binlerce hayvan ve haşerat telef olmuş, büyük emeklerle yetiştirilen ve korunan milli servetimiz, oksijen deposu orman ve tarım alanlarımız küle dönmüştü. Ülkemiz de milyarlarca dolar zarara uğramıştı.

Devlet olağanüstü bir gayret ile bu yangınları söndürmeye çabalar iken birileri hükümeti ülkeyi yönetememekle suçluyor, erken seçim istiyor ve THK'nın hurdaya çıkarılmış olan yangın uçaklarını tartışıyordu.

Bazıları da orman yangınlarını bahane edip klavye başında sosyal medyada #HelpTurkey (Türkiye'ye yardım edin) etiketiyle başlattıkları leş gibi hainlik kokan, çapsız bir kampanya ile uluslararası kamuoyunu Türkiye'ye müdahaleye çağırıyordu.

"Küresel Çağrı" olarak başlatılan bu çirkin kampanya çerçevesinde sosyal medya kullanıcısı binlerce gezi zekalı: "Bize yardım edebilecek tüm ülkelere seslenmek istiyorum." cümlesiyle başlayan iletide İngilizce olarak, "112 adet yangın nedeniyle mahvolduk, perişan olduk. Durduramadıklarımız (orman yangınları) hala çok güçlü bir şekilde devam ediyor. Bu yangınları durdurmak için yeterli yangın söndürme uçağımız yok. 8 insanı, çok sayıda hayvanı ve ormanlarımızı kaybettik. Lütfen bize yardım edin. Acilen uçaklara ihtiyacımız var. Yalnız bir dünyamız var. Küresel çapta sesimizi duyurmaya ihtiyacımız var. Lütfen bu mesajı yayın." Diye malum merkezden hazırlanan iletiyi kopyala yapıştır ile paylaşarak Türkiye'ye itfaiye uçakları gönderilmesini istedi.

Altı ay öncesinde yaşanan ve içimizi yakan orman yangınlarını ibret nazarı ile bir kez daha hatırlattıktan sonra şimdi gelelim gündemimizdeki ekonomik yangına...

Dün ormanlarımızın yandığı/yakıldığı gibi bugün de adını koyamadığımız ekonomik bir taarruz ile karşı karşıyayız...

Doların 20-TL sınırını geçmiş... Fiyatlar almış başını gitmişti...

Ekonomi bilimi ile hiçbir mantıklı açıklaması olmayan, ekonomik bir taarruz ile karşı karşıya kaldık...

Kılıçdaroğlu ülke ekonomisindeki bu yangın başlamadan önce alakasız bir şekilde kışın kötü olacağı, ekonomik kriz yaşanacağı öngörüsünü dillendirmiş ve “Kara Kış Fonunun” oluşturulması çağrısın da bulunmuştu.

Siyasete atılmadan önce atanmış (?) olarak görev yaptığı SSK'yı ne kadar yönetebildiği tartışmalı ve Genel Başkan olarak girdiği her seçimi kaybetmiş, Çorum'un devlet; fındığın %40'nın Şanlıurfa'da yetiştiğini söyleyebilen birinin ekonomik konularda öngörülerini hiçbir kimse dikkate almamış, her zamanki saçmalıklarından biri olarak ve siyasi şom ağızlılık olarak değerlendirmişti.

Ancak şimdi gelinen noktada ve yaşadığımız olaylara tahlil ettiğimizde Kılıçdaroğlu'nun ülkemize yapılacak ekonomik taarruzdan önce bir bildiği varmış izlenimi veriyor.

Ayrıca Kılıçdaroğlu'nun: "Sandık geldiği an döviz düşer" gibi ekonominin temel kavramları ile bağdaşmayan böylesi bir ifade ile de malumun ilanı yapılmış bir itiraf olarak değerlendirmekte fayda var.

Aslında bu ekonomik taarruzun nedenlerini de çok net bir şekilde açıklıyor. Birçok aklı selim insanın dillendirdiği gibi bu sıkıntının ekonomik olmayıp siyasi olduğu kanaati tescillenmiş oldu.

Ayrıca “birileri sırf Recep Tayyip Erdoğan gitsin diye döviz kuru, stokçuluk ve fırsatçılık üzerinden hükümeti zor durumda bırakmaya çalıştığı” kamuoyu tarafından net bir şekilde anlaşılmış ve “Erken Seçim” ısrarının da samimi olmadığını öğrenmiş oldu.

Şayet erken seçim taleplerinde samimi olsalardı her fırsatta temcit pilavı gibi erken seçim diye Erdoğan'ı sıkıştıracaklarına bütün muhalefet milletvekillerini istifa ettirip “Sine-i Millete” dönmeleri, sandığı halkın önüne koymaları gerekirdi.

Böylece sandık ortaya konulduğu zaman ekonominin düzeleceği iddiasını ispatlamış ve aynı zamanda halktan boylarının ölçüsünü almış olurlardı...

Ancak hesap başka ve dalgalar da büyük...

Belediye seçimleri öncesi domates, patates, soğan ile geldiler...

Şimdi Dolar, Euro, yağ, un ve zeytin ile topyekûn her taraftan gelmeye başladılar...

Şimdilik umduklarını bulamadılar ve tsunami olamadan geri çekildiler... Ama deşifre oldular…

Vazgeçerler mi? Hayır…

Vazgeçmeyecekler…

Bundan sonra hangi argüman ile geleceklerini, şapkadan hangi renk tavşan çıkaracaklarını hep beraber göreceğiz...

 

  YORUM YAP / YORUM OKU
HASAN KAYA DİĞER YAZILARI
 ÇOK OKUNANLAR
Hurhaber.com'da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hür Haber sorumlu tutulamaz.

ANASAYFA | GÜNÜN HABERLERİ | KÜNYE | REKLAM | RSS