Hür HABER - Türkiye'nin Online Haber Platformu

Hür HABER - Türkiye'nin Online Haber Platformu

Hür Haber, Türkiye ve dünyadan önemli olan Son dakika, Güncel, Teknoloji, Magazin ve Siyaset haberlerini okuyabilirsiniz.

SON DAKİKA
Sol Ok
Sağ Ok
Menü
Ara
Facebook Twitter
ANASAYFAGÜNDEMSİYASETSPOREKONOMİ SEYAHAT TEKNOLOJİ YAZARLAR FOTO VİDEO

Ali Fikri Işık

Efsane geri mi döndü ?

Facebook Twitter Linkedin WhatsApp Tumblr Yazdır Büyüt Küçült

79. dakikada atılan ikinci gol, Yasin'in ayağından mutlu bir tesadüfle ağlara giderken, esasen Galatasaray'ın bu oyunu nasıl oynaması gerektiğine dair çok temel fikirleri de içeriyordu. O dakikaya kadar Mustafa Denizli'nin 1960 yılından kalma defansif anlayışı ile ver-kaçın icadından bu yana hükmü iptal edilmiş olan, kenara taşınan her topun ortaya kesilerek buradan gol arayışına girmek olarak ifade edeceğimiz ilkel hücum anlayışı, ne Türk futbolunun derdine derman olabilir ne de Galatasaray'ın yaralarına merhem.

 

Denizli topun rakipte olma halini, bütün Galatasaray takımının topun gerisinde olması hali olarak yorumlamış olacak ki maça bu savunma stratejisiyle başladı. Yeni işbaşı yapmış, genç ve tecrübesiz bir teknik direktörün ilk maçlarını kazasız ve belasız atlatma endişesiyle böyle davranması anlaşılabilir bir durumdur. Ancak Mustafa Denizli kariyerinde bir teknik direktörün, tedavülden kalkmış bu savunma strateji ve anlayışyla maça başlaması, Galatasaray'ın oyun talep ve beklentileri açısından anlaşılır değildir.

 

Nitekim, Galatasaray'ın etkisiz, şaşkın ve kopuk kopuk oyununun tek sebebi Denizli'nin bu kararıydı. Her Bursaspor atağında ya da kontr-atağında Galatasaray'lı bütün oyuncuların topun arkasına geçme gayretleri, esasında Bursaspor'un daha iyi oynamasına vesile oluyordu.

 

Topun kaptırıldığı yerde ya da atağın başlangıç kaynağında ikili, üçlü şok preslerle Bursaspor'u daha edilgen bir oyun aktörü haline dönüştürmek mümkündü. Ama Mustafa Denizli topun konumunu değil, alanın anlamını defansif tedbirleri için korkakça abartıp, tek doğru davranış haline getirerek hem topu, hem alanı, hem de oyunu Bursaspor'a bıraktı.

 

Sadece topun arkasına geçen savunma stratejisi ve sadece kenarlardan gelen ortalardan oluşan hücum girişimleri, hem yetersiz hem de kelimenin tam anlamıyla yerel ve adı futbol olan bu oyun adına da kabul edilemez. Hiç kimsenin şampiyonlar liginde mücadele eden Galatasaray gibi bir takıma böyle ucube bir oyun modelini dayatmaya hakkı yoktur. Ya yeni şeyler söyleyin, ya da emekliliğinizi isteyin.

 

Mustafa Denizli, kaotik, Türk tarzı futbol oynama pratiğinin kodlarına hakim bir teknik adam olarak bilinir. Mustafa Denizli'nin pragmatik oyun zekası kimi dönem ve kimi belirgin koşullarda sonuç alıcı kimi işlerin sıkıntısız çözümlerinde önemli roller oynadı. Ancak Süper Lig'de bile artık o “ güllü bahçeli“ günler çok geride kaldı. Artık Süper Lig standartlarının üstüne çıkacak yeni çözüm önermelerine sahip değilseniz başınız fena halde belada demektir.

 

Her futbol takımının oyun aklının sınırları, teknik direktör aklının sınırlarıdır. Yine her futbol takımının oyun için gereksindiği yaratıcı çözüm yeteneği, teknik direktörünün yetenekli, yaratıcı çözüm potansiyeline bağlıdır. Çünkü futbol oyunu tekil anlardan oluşan, başı ve sonu o anlardan ibaret ve o anlar tarafından belirlenen faaliyetlerden değildir. Adı maç olan genel faaliyet, rakibin varlığı ve katkısıyla oluşan düzlemde sergilediğimiz, süresi doksan dakika olan bir tür kesintisiz etkinliktir.

 

 

  YORUM YAP / YORUM OKU
ALİ FİKRİ IŞIK DİĞER YAZILARI
Hurhaber.com'da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hür Haber sorumlu tutulamaz.

ANASAYFA | GÜNÜN HABERLERİ | KÜNYE | REKLAM | RSS