Kitle iletişim araçlarının esiri oldukça hepten unuttuk duygularımızı, hepten sıyrıldık insanlığımızdan…
Empati duygusuna veda ettik yıllar önce!…
Katliam, vahşet, acı, şiddet, kan, ateş o kadar sık geliyor ki gözümüzün önüne…
O kadar çok sık duyuyor ki kulaklarımız; ölümü, vahşeti, şiddeti; alıştık artık…
Giderek sıradanlaştı, nicelik oldu her şey…
Sıkça karşılaştığımız anormali, “normal” sanıyor, normal olanı “anormal” olarak algılıyoruz ister istemez…
O kadar hızlı akıyor ki hayat, yürek yakan olaylar o kadar büyük bir hızlı geçiyor ki gözümüzün önünden; ne vicdanımız sızlıyor, ne yüreğimi acıyor…
Duygularımız kış uykusundan da derin bir uykuda yani…
***
Geçmiş yıllar bir yana 2016 yılının 8 günlük kısa zaman diliminde yaşananları Uluslararası Af Örgütü, sıralamış:
Yani 26 Ocak ile 2 Şubat tarihleri arasında…
Yani sadece 8 günde yaşananları hatırlatmış:
26 Ocak'ta, Didim Fener Koyu açıklarında batan teknede; 3'ü ÇOCUK, 5 İNSAN,
27 Ocak'ta İstanköy adası açıklarında bir botun batmasıyla 2'si ÇOCUK, 2'si KADIN, 8 İNSAN,
28 Ocak'ta, Sisam adası açıklarında alabora olan teknede; 8'i ÇOCUK, 12 İNSAN,
30 Ocak'ta Çanakkale'de Burma'da batan göçmen teknesinde 5'i ÇOCUK, 39 İNSAN,
2 Şubat'ta, Seferihisar açıklarında batan teknede; 2'si ÇOCUK, 9 İNSAN BOĞULARAK YAŞAMINI YİTİRMİŞ!!!…
Yani, 8 günde 20'si ÇOCUK, 83 İNSAN VEDA ETMİŞ YAŞAMA!!!...
Bu insanlar artık yoklar!!!...
Biz, kaloriferli sıcacık evlerimizde oturup, çay ya da kahvemizi yudumlarken, ya da rakımızı, biramızı keyifle içerken TV'lerden akan görüntülerden izliyoruz tüm bunları…
Gözümüz görüyor,
Kulağımız işitiyor,
Ama yüreğimizde “tık” yok… Neden mi?..
Nedeni gayet basit; bir günün 24 saat, 1 saatin 60 dakika, 1 dakikanın 60 saniye olduğu zaman kavramında, TV'lerin bu ölümlere ayırdığı süre ya 10, ya da 15 saniye…
Yani ölüm başına birkaç salise…
Duygusuz dünya sisteminin, duygusuzlaştırılmış robotlarıyız artık…
***
TV'lerde hızla akıp geçiyor haberler, biri biter bitmez, bir değeri başlıyor…
“Suriyeli göçmenlerin botu battı, 8'i çocuk 12 kişi hayatını yitirdi” haberinin hemen ardından, yani daha bir iki saniye geçmeden, diğer alıyor sırayı…
Yani empati yapıp, acıyla yüzleşmemize bile fırsat yok artık…
Duygumuzun celladı, iletişim çağındayız ne de olsa!!!...
Bir önerim var; eğer şehit olan güvenlik görevlilerine, ölen göçmenlere veya istismar edilmiş bir çocuğa, ya da şiddete maruz kalmış bir kadınla ilgili bir haber izliyorsanız eğer;
Haber bittiğinde kapatın TV'nizi,
Yumun gözlerinizi,
Kendinizi o insanların yerine koyun bir an:
Ve hayal edin lütfen!!!...
Ya ölen sizin çocuğunuz, ya da sizin eşiniz olsaydı ne hissederdiniz!!!…
Bir iki dakikalığına da olsa, duygusuz sistemin, duygusunu yeniden keşfeden bireyleri olmayı deneyin…
Empati vicdanınızı, vicdanınız duygunuzu tetikler çünkü…