Evlât ...
Kokusu başka, varlığı bambaşka ...
Kaybedilen evlâtlar ...
Yaşamayan bilmez tabi ...
Kimi kucağına alamadan kaybediyor, kimi doğuruyor gene kucağına alamıyor ...
Kimi doğuruyor, büyütüyor, evlendirip gelin ediyor cehalete vahşete kurban veriyor ...
Kimi ise, gözünden sakınıp büyüttüğü evlâdını asker edip, şehit veriyor ...
Ateş düştüğü yeri yakıyor elbet ...
Bizlerin bu kadar içi yanarken, o annelerin o babaların feryatlarını, yürek yanmalarını kime nasıl anlatabilirsiniz ya da kime nasıl izah edebilirsiniz?
Doğan güneş, yağan yağmur, açan çiçek neye yarar bundan sonra?
Şehit evladının postallarına çiçek eken bir anne, kırılmış yüzüğüne ömrünü adayan bir şehit eşi, daha doğmadan şehit evlâdı olan bebekler ... Kime neye yanılır, hangi birine derman olunabilir ki ?
Haince ve alçakca yapılan saldırılar yüzünden kimbilir daha ne canlarımız feda olacak ...
Allah düşmanın bile hayırlısını,
yüzünüze aslanlar gibi savaşanını versin diyor insan ...
Dost gibi gözüküp, sırt dönmemizi bekleyen düşmanlarımıza Rabbim fırsat vermesin inşallah ...
Evlâdını hangi şekilde kaybetmiş olursa olsun, o annenin âhı, yapıştığı yakayı rahat bırakmayacak ...