Kıbrıs ve Doğu Akdeniz tarih boyunca Haçlıların saldırısına maruz kalmış kritik bir coğrafyadır. Osmanlı, tarihi boyunca Kıbrıs için savaşmış ta ki torunlarına kadar bu mücadele devam ediyor. Ve tarih boyunca da devam edecek. Peki, defalarca Haçlıların işgallerine maruz kalmış yegane coğrafyada ne var bir de ona bakalım. Her şeyden önce paha biçilmez önemli iki şey var; birincisi stratejik bir konuma sahip olmasıdır. Bu stratejik konuma sahip olan devlet olası bir savaşta Avrupa, Asya, Afrika hatta Amerika kıtasını vuracak güce sahip olur. İkincisi ise dünya petrol rezervlerinin %60' ına sahiptir. Bu petrollere sahip olacak bir devleti düşünmek bile düş görmektir. Tarihte olduğu gibi günümüzde de gözünü Doğu Akdeniz'e diken Haçlıların yanında bir de devrik lider Abdulfettah El sisi var. Bir müslüman ülkenin başka bir müslüman ülkeye savaş açmak, pek hoş bir durum değildir. Mısır'ın Haçlılarla beraber Doğu Akdeniz'de Türkiye'ye karşı savaş açmak ihanetin tam da adıdır. Belki de Haçlılara karşı mecburluk duyduğu bir vefa borcudur. Abdulfettah El Sisi Haçlıların sayesinde Mısırda darbe yaparak başa geldiğini unutmayalım. Selahattin Eyyubi, Hıttin Savaşı'da Haçlılara kan kustururup islamın bayrağını şereflendirirken şu anki Mısır ile yaşadığımız siyasi durum tam da ihanetin tablosudur. Tarihte karşı karşıya kaldığımız Haçlıların listesine bir de Mısır eklenmiş. Onlarla beraber ülkemize karşı Doğu Akdeniz'de büyük bir cephe açmış durumda. Biz, büyük tehditin Suriye, Irak ve ABD'nin İran'a yapacağı olası operasyonda geleceğini düşünürken Doğu Akdeniz'de Türkiye'ye karşı gizliden oluşan cepheyi geç fark ettik. Aslında birazda seçim süreciyle de uğraştık. Dikkatimizi içişlerimize verip dıştaki sorunları gözardı ettik. Ülkemiz dört koldan saldırı altında kalmış. Şu an en büyük saldırı Doğu Akdeniz Cephesi'nde geliyor. ABD daha önce Doğu Akdeniz'de şöyle vardı; NATO tatbikatlarıyla kısıtlı olarak gelip giderdi. Şu an tüm gücünü bu bölge için seferber etmiş durumdadır. Daha önce ABD'nin hiçbir zaman enerji kaynaklarının Doğu Akdeniz'de çıkarılmasına yönelik Güney Kıbrıs yönetimiyle beraber hareket ettiğini ne gördük ne de duyduk. Aynı zamanda S400 savunma sistemini bahane ederek 30 yıldır Güney Kıbrıs Rum kesimine uyguladığı silah ambargosunu kaldırdı. AB, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki sondaj çalışmalarına karşıyız, durdurulmasını istiyoruz yönünde bir açıklama yaptı. Demek ki Haçlılar ülkemize açıkça büyük bir savaş cephesini açmış. ABD S400'le ilgili açıklamasında Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde askeri işgalci olarak nitelendiriyor. ABD, Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum yönetimi, Mısır, İsrail ve Fransa; bu cephe Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de yetki alanlarını yok sayarak Güney Rum yönetiminin sondaj arama çalışmalarını destekliyor. Peki bu 5. Haçlı seferine karşı nasıl bir atak yapmamız gerekiyor. Öncelikle Doğu Akdeniz kıyısı olan ülkelerle işbirlikçi olmalıdır. BM' ye başvurmalı ve ulusal kartını kullanmalıdır. Mısır ile diplomasi yoluna gitmeli, uluslararasında Doğu Akdeniz'de haklı olduğunu göstermek, Rusya ile anlaşmak çünkü denize düşen yılana sarılmak zorunda kalıyor ve en önemlisi kendi kararlılığından vaz geçmemelidir. Olan durumu tarihi bir konuşmayla güçlendirmek istiyorum. Osmanlı'nın İnebahtı savaşında Haçlılar tarafından donanması yakılınca bunun üzerine Sokulu Mehmet Paşa şunu söylüyor:
" Biz sizden Kıbrıs Krallığı'nı alarak kolunuzu kestik. Siz ise donanmamızı yakmakla bizim sakalımızı tıraş ettiniz. Kesilen kol yerine gelmez ama tıraş edilen sakal daha gür biter."
Konunun özeti; Doğu Akdeniz'e sahip olan devlet dünyaya sahip demektir. O halde 5. Haçlı savaşına karşı savaş.
Selam ve saygılarımla.
Kenan KERİMOĞLU