7 Haziran seçimlerine doğru yol alıyoruz. Partilerde aday belirleme çalışmaları devam ediyor. Bu çalışmalar devam ederken, özellikle muhalefet partilerinin vizyonu, seçim vaadleri, fikirleri ile ilgili bir bilgi hala yok. İktidar partisi de dahil olmak üzere seçime girecek partiler HDP nin barajı aşıp aşmayacağına kilitlenmişler. Bu durum aslında, ülkenin siyasi arenasında, Kürt siyasi hareketinin gerçek anlamda sonucu belirleyecek bir ağırlığa sahip olduğunu bize göstermektedir.
Köşe yazarlarımız, strateji uzmanlarımız hatta bazı siyasi parti yetkililerimiz bile 7Haziran seçimlerinde HDP nin barajı aşıp aşmama durumunda felaket senaryoları üretmekten geri kalmıyorlar. Ve bu çevreler HDP nin bölgesel etnik bir parti olarak kalmasını, seçimlere her zamanki gibi bağımsız adaylar ile girmesini savunmaktadırlar. Bir aydın gibi, davranıp, seçim barajının bir oy hırsızlığı olduğunu, bunun demokrasilerde doğru bir yöntem olmadığını , bu sisteme karşı HDP nin yanında durup onurlu bir duruş sergilememektedirler. Ayrıca HDP nin parti olarak seçime girmesinin, geçmiş seçimlerde almış olduğu, oy oranları ile ilgili analizler yaparak bu durumun risklerini belirleyip, HDP ye dayatmalarda bulunmakta çok doğru bir anlayış değildir.
HDP nin seçime kendi ismi ve örgütüyle girmesi kadar normal bir şey olamaz, bu her siyasi partinin en doğal hakkıdır. HDP nin seçime parti olarak girme kararı Türkiye siyaset arenasına bir renklilik getireceğinden kuşkum yoktur.
Sadece seçimlere üç aylık bir süre kala, HDP nin hala kitlelere, Türkiye de iktidara oynadığını anlatabildiğini göremiyorum. AK Partinin alternatifi olduğunu gösteren bir siyasi yapı olduğunu gösteren bir çalışmasını görememekteyiz. Sokaktaki seçmen, iktidar partisinin alternatifinin olmadığını gördüğü an, tekrar iktidar partisine yönelecektir. Bu sosyolojik bir gerçekliktir
Sokak HDP den şu soruların cevabını beklemektedir.
HDP Erdoğan'ı Cumhurbaşkanı yaptırmayacağım diyor, AK Partiyi iktidardan indireceğiz diyor, bunlar olduğunda ülkede oluşacak siyasi ve ekonomik kaos karşısında, yapacakları nelerdir?
HDP 7Haziran seçimlerinde yüzde 10 barajını aştığında, AK Partininde tek başına iktidar olmadığı bir siyasi tablo ile karşılaşınca, CHP-MHP ile koalisyon ortağı mı olacak? Yoksa AK Parti ile ortak hükümet mi kuracak?
Çözüm süreci, yeni sivil bir anayasa ile eşit yurttaşlık temelinde demokratik bir yapının kurulması, uzlaşma kültürünün topluma yerleşmesi konularında neler yapacak?HDP nin ekonomik sistem konusundaki düşünceleri nelerdir?
HDP başkanlık sistemine karşı olduğunu deklere etmişti. HDP nin Türkiye de uygulamak istediği özerklik modeli nedir? Bunu nasıl bir sistem içersinde yapacak?
HDP nin çözüm sürecine karşı olan grupların açıktan sundukları, desteğe neden karşı çıkıp, kitlelere HDP nin ülkede demokrasinin güvencesi olduğu mesajını vermemektedir?
HDP’yi demokrasinin bir güvencesi, potansiyel ana muhalefet partisi olarak görmeye başlar, bunun kendisi bile Çözüm Süreci’ni ilerleten bir unsur olurdu.
HDP barajı aşamadığı durumda siyasi yaşamına, bu günkü söylemleri ile devam mı edecek?
Sokak bu soruların cevabını bekliyor. HDP bu soruların cevaplarını seçmenlerin kafalarında hiç bir soru işareti bırakmayacak şekilde anlatmalıdır. Bu soruların cevapları seçmenin kafasında HDP ile ilgili gri alanları netleştirecek ve HDP barajı aşacak ve ülkenin gelecekteki en büyük partilerden biri olacaktır.