Abdullah Öcalan’ın ortaya koyduğu müzakere taslağı çerçevesinde Hükümet ve KCK bu taslağın kısa sürede hayata geçmesi için gerekli adımları atmalıdır.Taslak ülkede çözüm sürecine destek veren kesimlerde büyük bir heyecan yaratmıştır.
Çünkü, yıllardır devam eden düşük yoğunluklu savaş hali son iki yıldır çözüm süreci ile yerini zaman zaman yapılan çeşitli pravakasyonlara rağmen barış rüzgarlarına bırakmıştır.
HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve arkadaşlarının İmralı’da Abdullah Öcalan’la yürütülen görüşme sonucunda taslak hakkında yapmış olduğu açıklamada; Taslağın 4 ana başlıktan oluştuğu ve taslağın yaşama geçirilmesi halinde Öcalan’ın “4-5 ay içinde demokratik çözüm sağlanabilir ya da kaos derinleşebilir, darbe mekaniği devreye girer” dediğini belirtmiştir.
Müzakere Taslağının içersinde ki en önemli başlığın, Türkiye'nin demokratikleşmesini, yani demokratik Cumhuriyetin oluşumundaki temel sorunların neler olduğudur. Ve bu sorunların çözümünü kapsadığını düşünüyorum. Çünkü Türkiye yi bu duruma getiren en önemli sorunun, bu güne kadar evrensel kriterlere uygun bir Cumhuriyet ve Demokrasinin kurulamamasıdır. Bu konunun eylem planının en temel maddesinin bu olduğu sonucuna varıyoruz. Öcalan ın daha önceki açıklama ve yazılarını düşündüğümüzde bakış açısında öncelikle, Demokratik Türkiye kavramının olduğunu görürüz. Kürt sorununu da bu "Demokratik Türkiye" kavramı içersine yerleştirmektedir. Özerklik talebininde, yerel yönetimlerin daha güçlü bir hale gelmesi kapsamında değerlendirmektedir.
Çözüm sürecine taraf olanda olmayanda müzakere süreci ile ilgili müzakere taslağının içeriğini merak etmektedir. Taslak üzerinde tarafların mutakabatısağlandiktan sonra, kamuoyuna açıklanmalıdır. Bu çözüm süreci karşıtlarının elini zayıflatacaktır.
Bu gün çözüm sürecinde geldiğimiz nokta önemli bir noktadır.Bu noktada başka ülkelerin gizli servislerinin, çözüm sürecine karşı olan ergenekon ve cemat türü yapılanmaların provokasyonlarına meydan vermemek için, yol haritası ve müzakere taslağının, üzerinde mutakabata varılması, varılan mutakabatın halkla paylaşılması gerekir.Böyle bir paylaşma provokasyonları büyük oranda önleyecektir.
Özellikle hükümetin ve HDP+ KCK nin konuyu zamana yaymadan, zamanı boşa harcamadan, süreci seçimlere, çeşitli oyunlara kurban etmeden müzakere sürecine başlanmalıdır.
30 yıldır yaşadığımız düşük yoğunluklu savaş dünkü yanlış çözüm anlayışlarindankaynaklanmiştı.
Bu gün doğru çözüm noktasındayız.
Bu gün Kürt sorunun çözümünde dünkü kısır döngü içersinde değiliz.
Geçmişte ülkeyi yönetenler gerçek demokratik kriterlerle bu ülkeyi yönetmiş olsalardı, bu gün biz çözüm sürecini konuşmazdık. Konuşmadığımız gibi demokrasi ve barış açısından, çok daha farklı bir yerde olurduk.