"Bu nasıl bir dünya hikâyesi zor;
Mekânı bir satıh, zamanı vehim...
Bütün bir kâinat muşamba dekor,
Bütün bir insanlık yalana teslim... "
Shakespeare ' in dünyaya tiyatro sahnesi demesi gibi düşündürücü mısralar... Oyun, eğlence; hepsi geçicek yaşadıklarımızın, şu yalandan muşamba dekorda...Kral da olsan soytarı da rejisör vermiş o rolü sana, inanarak oynamalı çok da kaptırmamalısın kendini , hakikat değil, rol icabı sonuçta...
Necip Fâzıl Üstad ' ın Çile ' sinden bir bukle...
Ya bizim çilemiz ? Gözsüz görüyor muyuz üstad gibi? Sanmam...
"Çile bülbülüm çile" diyorsanız başlıyorum hemen :
Abes' le muktebes ' i anlatmak kasdıyla girince sınıfa, öğrenci:
- Hocam , arkadaşımız ayakta su içiyor... Deyiverir ya... Arkadaşımın yazısında da vardı, nerde bir problem varsa orda bir matematik öğretmeni vardır yahud bulunmalıdır gibi... Tabii öğrenci, öğretmeni hüsn ü kuruntu ile nasıl bir mertebeye lâyık görüyorsa artık! Ayakta su içenleri uyarır ve dünya iki dakikalığına güzelleşir vs.
Romantizm güzeldir oysa... Bir de gerçek hayat vardır...
Eksi 15 net (!) -brütü karıştırmayın - yapmış insanların atama da atama diye tutturdukları , bir yıl 15 dersten zayıfla sınıfta kalmak assssla mümkün olmazken diğer yıl ortalama ile 4 ders sınırı gelmesinin , bir yıl ortak sınav olurken ikinci yıl ortak sınavın kaldırılmasının ama 10. Sınıflara devam ettirilmesinin ama 11. Sınıfların bundan haberinin olmamasının vs. sinin kafa karışıklığı şöyle dursun... Eğitimde çeki çen & karateci çocuk ekolü ; ceketini at , ceketini as , vardır ya... İtaatin hürmetin zerresine buralarda hasret kalmışken...
Ayakta su içme sorunsalımız biraz lüks kaçıyor, ne bileyim ? Yamalı bohçayı laikler bir taraftan antilaikler öbür taraftan çekiştirirken bir ileri iki geri , iki geri bir ileri... Doğu- batı ve bilumum tezatlıklar içinde bocalarken...
Şimdi ,şu anda "Dedemin FİŞİ hahahahaaaaaa" tapesinden bahsetsem abes mi kaçar? Muktebes mi ? İnsan sevgisini bilmeyene hangi Hipokrat öğretebilir ki hümanizm' i ? "Maymuna benziyordu ex olmadı mı o daha ? " diye konuşabilen yaratık, hangi vahşi hayvana benzer ki o anda ? Bebekleri biraz karbon biraz da kan ve et parçasından ibaret sayana "dedemin fişi"ni çekmek ne kolay gelir oysa... Materyalizm... Para... Güç... Bunlar kutsanırken bir yerlerde; böyle biyonik kâtiller, duygusuz ruhsuz câniler, pişkin arsızlar türedi demek ki akıl almaz şekilde...
Halbuki büyüyünce doktor olucamlı cevaplar hep "fakir"lere parasız bakmak içindi eskilerde...
Öğretmenler, köyde süt yumurta getirenlere yooooook para almazsanız almam diyecekti hayâllerde...
Mühendisler, mimarlar kezâ öyle...
Oysa...
"Ben ne söylüyorum, tanburam ne çalıyor?" makâmındayız hanidir...
Dinlisi dinsizi...
Kadını erkeği...
Köylüsü şehirlisi...
Doktoru şoförü...
Öğretmeni kasabı...
Ötenazi uyutur mu acaba bunca ciğer yangınını?
Ve acılarımıza apansız ve umarsız bir doktor(!) hitabı:
- Çekeyim mi FİŞİ?
- Dedemin FİŞİ!!! Hah hah ha !
Ve sonra "Hukuk " ta veriyorlar cevabı:
-Espri yapıldı canım, espri yapıldı!!!