25 Haziran 2020'de yayınlanan “Covid-19 Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi”nde, spor salonlarıyla ilgili özel bir bölüm oluşturuldu. Bu bölümde, maskeli spor olur mu olmaz mı tartışmaları bir sonuca bağlandı, konu muallakta bırakılmadı.
Önceki yazımda maskenin gerekli olduğunu, ancak maskeli spor yapmanın insanı ölüme bile götürebileceğini anlatmıştım. Daha sonra, Bilim Danışma Kurulunun spor yapanları bu çıkmazdan kurtaracak çözüm yolları arayışına girmesi gerektiğini söylemiştim. Bilim Danışma Kurulu ise, üzerine düşeni yaptı ve sporda maske ile ilgili sorunu kökten çözecek bir karara imza attı. “Kapalı Spor Salonlarında Alınması Gereken Önlemler” başlığı altında sıralanan maddeler arasında; “Yüksek efor gerektiren sporlar nefes alıp vermeyi zorlaştırabileceği için maskesiz yapılabilir. Ancak bireyler arasında en az 2 metre mesafe bulundurulur. Olası teması önlemek için bu sporları maskesiz yapanlar yanlarında maske bulundurur” ifadesi yer aldı. Yani yüksek eforla çalışan sporcular, iki ucu pislenmiş bir değneği eline almaktan kurtarıldı. Sporda maske muafiyetinin her sporcuyu kapsamadığını, sadece yüksek efor sarf eden sporcuları kapsadığını vurgulamakta fayda var. Bu karar, birçok çevre tarafından eleştirilebilir. Ancak eleştirecek olanlar, bakış açılarını genişleterek bir kez daha düşünmelidir. İnsanlarımızı Covid-19'dan koruyalım derken, oksijensizlikten öldürmenin doğru bir tarafı yok. Kaş yapalım derken, göz çıkarmayalım. Rehberin, maske dışında birçok koruyucu önlemden bahsettiğini de söylemeden geçmeyeyim.
Sporcularımız Corona'dan kaçarken, oksijensizlikten boğulmayacaklar. Bilim Danışma Kurulumuza, aldıkları bu zor ve olumlu karardan dolayı ne kadar teşekkür etsek azdır. Karar, tüm spor camiasına hayırlı uğurlu olsun.