Amerikan başkanı Biden, 1915 olaylarını resmen soykırım olarak tanıdığını açıkladı. Şaşırdık mı? Elbette hayır. Ama benim bu yaşlı, beyni iyice yavaşlamış şahsiyete söylemek istediğim bir şey var;
“Eeey Baydın! Senin tam bir Türkiye düşmanı olduğunu biliyorduk ama bu son yaptığınla gerçekten de bizi çok Baydın.”
Öncelikle bu 1915 olayı nedir bilmeyenler için kısa bir özet geçmek istiyorum; Türkiye o yıllarda savaşın ortasındayken Doğu'daki Ermeniler isyan ederek bölücülük yapmaya çalışıyorlar. Ve oradaki halka eziyet ediyorlar. O zaman da devletimiz suç işleyen Ermenileri bir kanun çıkararak (Tehcir kanunu) ülkeden kovuyorlar. Altını çiziyorum suç işleyen Ermenileri sadece. Olay bundan ibaret.
Bir gerçek var ki Amerika'nın aldığı bu soykırım kararı Türkiye'ye şuan için herhangi bir zarar veremeyecek. Ama itibar kaybettirdiği de gözle görülür bir gerçek. Fakat alınan karar bize gösterdi ki biz dış politikada iyi bir siyaset yapamıyoruz. Haklı olduğumuz davada haklılığımızı ispatlayamıyoruz. Adamlar Avrupa'ya gidiyor, Amerika'ya gidiyor, Türkiye'nin kendilerine soykırım yaptığını iddia ediyorlar ve öyle bir edebiyat yapıyorlar ki kandırmayı başarıyorlar. Üstelik sadece Ermeniler değil; aynı şeyi PKK terör örgütü de yapıyor. Ağızları iyi laf yapan adamlarını başka ülkeye göndererek kendilerinin haklı olduğuna inandırıyorlar. Zaten bu ülkelerde dünden kanmaya hazırlar, Türkiye'ye karşı ellerine bir koz geçirmek için.
Şuanda Avrupa ve Amerika hem Ermenilerin hem PKK'nın haklı olduğuna inanmış durumdalar ve bu yüzden onlara gerek siyasi gerek silah gerekse para yardımını yapıyorlar. Türkiye ise haklı olduğu davalarda kendini savunmakta çok geç kalıyor. Yapılması gereken; daha fazla geç kalmadan ağızları iyi laf yapan bürokratların bir an önce ellerine dosyaları vererek hem Amerika'ya hem Avrupa'ya gönderip haklılığımızı tüm dünyaya duyurmalarını sağlamak.
Burada tarihten de bir örnek vermek istiyorum; Kurtuluş Savaşı başlamadan önce Mustafa Kemal Atatürk bir genelge yayınlayarak ilk yapılması gereken şeyin haklı olduğumuzu basın yoluyla ve protestolarla yedi cihana duyurmak olduğunu söylüyor. Bugün bize düşen ise tarihten ders almak.