Çocukların, özellikle de gelişme dönemlerinde akla hayale gelmeyecek sorular sormasının son derece doğal ve gerekli bir davranış olduğuna dikkat çeken İstanbul Aydın Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erhan Alabay, bu sorulara geçiştirici ve doğru olmayan yanıtlar yerine, doğru ve bilimsel cevaplar vermenin gerekliliğine dikkat çekti.
‘Bilmiyorum' demekten çekinmeyin”
Sorunun cevabının bilinmemesi durumunda “Bilmiyorum” denmesinden çekinmemek gerektiğinin altını çizen Yrd. Doç. Dr. Alabay, “‘Bilmiyorum' yanıtının ardından, bilmediğiniz soruların cevaplarını çocuğunuz ile birlikte araştırma yaparak öğrenmeyi de teklif etmek gerekir. Kitaplar araştırılmalı, o alanda uzman kişilere danışılmalı veya internetten doğru bilgilere ulaşılmalı. Derlenen bilimsel gerçekliği olan yanıtlar da çocuklarla paylaşılmalı. Eğer imkân varsa çocuğun gelişim seviyesine uygun videolar izletilebilir. Bu durum çocukların merakını tazeler ve çocuk, daha üst düzey konuları merak etmeye başlar” dedi.
Bu davranışlar çocuğun merakını köreltiyor
Merak etmeyen, sorular sormayan ve çevresini araştırıp keşfetmek istemeyen bir çocuğun durumundan şüphe edilmesi gerektiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Alabay, “Öncelikle şüphe duyulacak kişilerin başında çocuğun ebeveynleri ve öğretmenleri gelir. Çünkü birçok ebeveyn ve öğretmen çocuğa karşı sergilemiş olduğu yanlış davranışlardan dolayı çocukların merak duyguları zedelenir. Çocuğun sorularına ‘Bu nasıl bir soru?', ‘Büyüyünce öğrenirsin', ‘Sen de ne kadar çok soru sordun' şekilde cevaplar vererek, çocuğun merakını görmezden gelen ebeveyn ve öğretmen sayısı oldukça fazladır. Aynı zamanda ebeveyn tutumları da çocukların merak duygularını etkilemektedir. Örneğin otoriter, kısıtlayıcı ve ilgisiz anne baba tutumlarına maruz kalan çocukların da merak duyguları zedelenir” diye konuştu.
“Bilimsel yanıt veren öğretmen sayısı çok az”
Konuyla ilgili bir araştırma sonucunu da paylaşan Yrd. Doç. Dr. Alabay, şu ifadeleri kullandı: “Çocukların merak ettiği bilim sorularına, okul öncesi öğretmenlerinin vermiş oldukları cevapların incelenmesi amacıyla, 122 okul öncesi öğretmenine çocukların merak ettiği soruları yönelttik ve öğretmenlerin vermiş olduğu yanıtları inceledik. Araştırma sonucunda okul öncesi öğretmenlerinin yalnızca yüzde 20-30'unun bilimsel gerçeklikte yanıtlar verdiği, geri kalan öğretmenlerin ise bilimsel gerçekliğe dayalı olmayan cevaplar verdiğini tespit ettik. Bu araştırmada bir diğer çarpıcı sonuç olarak da, çocukların sorduğu sorulara ‘Bilmiyorum, araştıracağım' şeklinde cevap veren öğretmenlerin oranının oldukça düşük olduğu gerçeği karşımıza çıktı. Öğretmenlerin her şeyi bilmesi elbette mümkün değil. Özellikle çocukların merak ettikleri evren hakkında tüm soruların cevapları bilim insanları tarafından bile hala çözülebilmiş değil. Fakat eğitimciler olarak çocukların sorgulama ve araştırma yapmaları ve merak ettikleri soruların üzerine gidebilmeleri için, bilmiyor isek bilmiyorum demekten kaçmamalıyız. Bu çocukların karşında küçük düşmek değil, aksine araştırarak çocukların sorularına cevap bulmaya çalışan araştırmacı bir öğretmen davranışıdır. Önemli olan kısım sadece bilmiyorum demek değildir tabii ki... Bilmiyorum dedikten sonra çocukla birlikte bu konu hakkında araştırmalar yapıp, çocuğun gelişimine uygun olarak eğitim sürecinde etkinliklerle çocuğun merak ettiği bilim sorularına yanıtlar verilmelidir.”