Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer Çarşamba günü sabah saatlerinde göz altına alındı. Özer'in evi, arabası, Esenyurt Belediyesinde bir takım aramalar yapıldı ve belediyede örgütsel dökümanların ele geçirildiği paylaşıldı.
Günün ilerleyen saatlerinde ise hem CHP'den hem de DEM Partiden bu gözaltıya tepki geldi. Ahmet Özer'in PKK/KCK terör örgütü mensubu kişilerle 694 kez irtibat sağladığı listede haklarında Kırmızı Bültenle aranan örgüt üyeleri de var. Devam eden hukuki süreçlerin ardından savcılığa sevk edilen Ahmet Özer Terör Örgütü üyesi olmaktan tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Güneydoğu ve Doğu Anadolu illerimizde hendek olayları diye bilinen hain girişimlerin HDP Belediyelerince desteklendiği, PKK'lı Başkanların elindeki Belediyelerin Terör Örgütü PKK'nın Türkiye içerisinde ki karakolları gibi faaliyet gösterdiklerine defalarca tanıklık ettik. Milletin hizmet beklediği makamlar milletin ölüm fermanlarının imzalandığı terör inlerine dönüştürülmek istendi. Devletin böyle kirli tuzaklarla alt edilemeyeceğini biliyorlar. Amaçları yıldırmak, alıştırmak ve devlete de millete de ne kadar cüretkar olduklarını gösterebilmek. CHP üzerindeki emelleri ise Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesi dışında ki bölgelere kendilerini kamufle ederek hakim olmak. CHP'nin Ekosistemi üzerinde mutlak hakimiyetini kurmak isteyenler de bu terör aklına daha cesaret aşılar pozisyonda. Bunları da gözlemliyoruz.
Her defasında kayyumlar geldi ve bu teröristlerin heveslerini kursaklarında bıraktık. Elhamdülillah...
Peki her yakalanan, görevden el çektirilen ve tutuklanan teröristin ardından neden CHP'de feryat kopuyor? Eski yapılanmasıyla HDP, bugün ki DEM Parti demiyorum. Onları biliyoruz. Maalesef görüyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanına, o tarihi anlara tanıklık etmiş CHP kendini DEM Parti seviyesine indirgemiş vaziyette.
Kemal Kılıçdaroğlu CHP'yi, "Erdoğan gitsin de gerisi hiç önemli değil" mantığı ile dizayn ederek temsilcisi olduğu Sosyal Demokrat camiaya sırt çevirimiş, partiyi dağ kadrolarının arzu ettiği ulusal bir kale noktasına taşımıştır. Milletvekili, Belediye Başkanı olma kriterleri, PKK ile gönül bağını inkar etmeyen DEM Parti tarafından belirlenir hale geldi desek yeridir.
Kent Uzlaşısı adı altında iki ortak CHP ve DEM Parti'nin adayı olan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, PKK/KCK'nın DEM Partiye verdiği onay ile CHP'nin adayı olup Başkanlık Makamına getirildi. Görünürde CHP''li olan Belediye aslında Kandil farelerinin elindeydi. Tabi ele geçirilen her belediye aynı zamanda kurtarılmış bölgeydi.
Peki bu süreç neden şimdi başladı?
Artık hepimiz biliyoruz ki Ortadoğu bir çok olağanüstü senaryoların merkez üssü. Bu senaryodan açık net ve tereddütsüz Türkiye'ye düşen bölünüp parçalanmaktır. Bu ABD-İsrail ve Avrupalı Bazı Üst Akılların ortak planıdır. Çantalarından şuan çıkan Hamas ve Hizbullah çatışması, İran-İsrail gösterisidir. Ancak dönüp tarihe bakınca o çantadan en son çıkacak olan şeyin bir harita, bir kalem ve bir cetvel olduğunu iyi biliyoruz. Hedefin Türkiye olduğunuda.
EKO-SİSTEM ÇÖKÜYOR
CHP'nin kürt meselesine değil, kürt sorununa inandığı Kemal Kılıçdaroğlu döneminde ittifaklık kah açıktan kah gizlice yürütüldü. Başarısızlıkla sonuçlanan seçimler serisinde zinciri kıran İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş oldu. Haliyle uzun yıllar sonra gelen başarının parti seçmenlerine sağladığı motivasyon Ekrem İmamoğlu üzerinde daha yoğunlaştı. Çünkü Ekrem bey DEM Parti ile de iletişim kurabilen bir figürdü. Ekrem İmamoğlu, Özgür Özel ve Mansur Yavaş başlatmış oldukları değişim süreci ile Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı da zafer kazandı. CHP'deki değişim rüzgarının ilk ciddi sınavı Yerel Seçimlerdi. CHP bu seçimlerin oransal olarak birinci partisi olup testi başarıyla geçti ancak yine DEM Parti ile. Ekrem İmamoğlu'nun liderlik etme ve Cumhurbaşkanı olma hırsı tüm kamuoyunun malumu. Kent Uzlaşısı denen sisteme de ben bu sebeple EKO-Sistem diyorum. Çünkü bu uzlaşnın da kilit ismi yine Ekrem bey.
Bugün DEM - CHP Ekseninde cereyan eden kargaşanın ve paniğin sebebi de bu ekosistemin çöküyor olması. Ekrem İmamoğlu yine sahnede ve bu kez tehlike daha büyük. İddalara göre terör örgütü üyeliğinden dün gece tutuklanan Ahmet Özer'in Ekrem beyle ilgili de bazı sırlar taşıdığı söylentisi var. Bu panik havası ve tüm CHP'li belediyelerin DERHAL kodu ile İstanbul'a çağırılması ister istemez dikkat çekiyor. EKOSİSTEM'in hizmetkarları daha ne kadar cüretkar olacak zaman gösterecek. Rahat durmayacaklar ama bunu biliyoruz.
Tüm bu süreçleri sağduyu ile aklı selim ile atlatmak gerekiyor. Tüm vatandaşlarımıza her ne olursa olsun sabırla devletimizin yanında olmaları çağrımı yineliyorum. Çünkü henüz başlayan iç cephe mücadelesi daha bir çok olaylara gebe. Devletimiz tüm imkanları ile bu tehditlerin üzerine gitmekte kararlı. Önce ki yazılarımda Devlet Aklı ve İç Cepheyi güçlendirme harekatlarının olacağını söylemiştim. Devlet Aklı artık reflekslerinin ne kadar hızlı olduğunu göstereceği bir dönemi icra ediyor. Ve bir çok güvenilir kaynağın da bizleri yanıltmadığını görüyoruz.
Her bir tehdidin karşısında çok daha hızlı ve şaşırtıcı operasyonlara tanıklık edeceğiz. Dahası ve en önemlisi Devlet'in gücü mü yok? Bunu nasıl yapabiliyorlar denilen ne varsa Devlet bunlara da dokunacak. Tekrar hafızalar tazelenecek ve bir çok meselenin iç yüzü bu dönemde açıklığa kavuşturulacak.
Olan sorunların ve tehditlerin ortadan kaldırılması girişimleri karşısında iç karışıklığı bile denemek isteyenler olacaktır. İşte bu gibi hevesler sabır, sağduyu ve devletimizin menfaatlerini sahiplenerek boşa çıkartılabilir.
Gündemi takipte kalın ve birbirinizi çok sevin...
Sevgilerimle...