CHP, bütün hesaplarını son Cumhurbaşkanlığı seçimi kazanmak üzerine yaptığı ve şişirme düzmece anketler ile seçimi kazanacağına hem kendini hem de taraftarlarını inandırdığı için seçim yenilgisinden sonra darmadağın oldu ve tabiri caiz ise parti Çarşamba pazarına döndü…
Seçim yenilgisi sonucu umduğunu bulamayan ve hayal kırıklığına uğrayan başta Cumhurbaşkanı adayı ve namzet Cumhurbaşkanı yardımcıları olmak üzere CHP ile ilgili hesabı olan ve koltuk beklentisi bulunan herkes yüzündeki maskesini çıkardı; gardını aldı, tezgahını açtı ve “Batan Geminin Malları” diye mezat ile satış başladı…
Seçim sathi mahallinde Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu arasındaki göstermelik Baba-Oğul tiyatrosu yalan oldu… Her ikisi de kılıçlarını çektiler ve aralarında kıran kırana bir mücadele başladı.
CHP'nin belediye başkanları ile yaptığı toplantıda İmamoğlu seçim öncesi babam dediği Kılıçdaroğlu'nun yüzüne demediğini bırakmadı… Kılıçdaroğlu da oğlum dediği İmamoğlu'na yenilip yutulması hiçte kolay olmayan ithamlar ile cevap verdi.
İttifak ortakları da yaşananları gördükten ve seçim öncesindeki çirkin pazarlıkları duyduktan sonra “İyi ki seçimi kazanmamışız” demeye başladılar…
CHP'deki bu kavgalar ile birlikte Ümit Özdağ ile yapılmış anlaşmalar gibi gizli kapaklı kalmış anlaşmalar, sözleşmeler ve pazarlıkların arkası gelir mi diye merak edenler sorularının cevabını bulmak için çok beklemelerine gerek olmayacak sanırım.
Siyaseti yakından takip edenler, CHP'deki yaşananların değerlendirmesini yaparken CHP için bu günlerin iyi günler olduğunu söylüyorlar.
Kılıçdaroğlu'nun İttifak ortaklarından, CHP üst yönetiminden -hele ki CHP'nin derin abilerinden- sakladığı Ümit Özdağ ile yaptığı Resmi ve Özel Protokolün ortaya çıkması hem tabanda hem de tavanda büyük tepki topladı. Kılıçdaroğlu ve dolayısı ile bu durum CHP'ye duyulan güvensizliği seçmen nezdinde dahada arttırdı.
Kılıçdaroğlu'nun “İki kişinin namusuna emanet edilmiş” diye masumiyet ve mağduriyet ile geçiştirmeye çalıştığı protokol vakası ister istemez Millet İttifakının gizli ortağı olduğu iddia edilen ama açık açık dillendirilmeyen PKK ile iltisaklı HDP-Yeşil Sol Parti ile de “İki kişinin namusuna emanet edilen” resmi veya gayri resmi protokol yapılıp yapılmadığı merak konusu oldu ve böylesi bir protokolün PKK ile iltisaklı Yeşil Sol Parti (HDP) ile de yapılmış olabileceğini kuvvetle ihtimal olduğunu dillendirmeye başladılar.
Merak etmeyin CHP'deki bu kavga devam ettiği sürece daha neler neler duyacağız ve hangi gizli resmi ve özel protokollerin olduğunu hep birlikte öğreneceğiz ve göreceğiz…
Kılıçdaroğlu, şimdilik CHP Genel Başkanlığından tatlılık ile ayrılmayı düşünmediği için dövüşe dövüşe ve gemileri yakarak çekilme taktiği izliyor… Bunu yaparken de “Açıklarım” tehdidi ile de bazı yerlere mesaj göndererek bir şeyleri pazarlık konusu yapıyor.
Kılıçdaroğlu'nun siyasi geçmişi ve uyguladığı taktiksel performansı nedeniyle bu kavga nasıl sonuçlanır şimdilik bugünden kestirmek ve bir şey söylemek güç…
Bu kargaşa da dikkatlerden kaçan ve yüzyılın en büyük medya skandalı olarak nitelenen diğer önemli başka bir konu ise CHP'nin “Başka düşmana gerek yok” gibi bir gerekçe ile Halk TV ile sözleşmesini fesih etmesi ve kendisine bağlı belediyelere de Halk TV ile yaptıkları sözleşmeleri fesih etmeleri talimatı vermesidir ki bu konunun üzerinde durulması ve dikkatlice izlenmesi gereken önemli bir husustur.
Konu ile ilgilenen birçok insan CHP'nin Halk TV ve internetteki bazı trol hesaplarını fonladığı biliniyordu… Bu protokol iptali de malumun ilanı olmuş oldu…
CHP, Halk TV ile Hazineden almış olduğu yardımın bir kısmını reklamını yapması için Halk TV aktarmış…Halk TV'de göğsünü gere gere bağımsız habercilik yapıyoruz diye yayın yapmış… Tabi yerseniz…
Birde Kılıçdaroğlu'na rakip olan bazılarının para verip yazı yazdırıldığı iması ile hangi yazarlara para ödediğini bildiği iddiası var ki bu durum karşı mahallede şimdi en çok tartışılan konuların başında geliyor.
CHP Halk TV ile sözleşmesini iptal ettiğini açıklamasından sonra Emin Çapa, Ayşenur Arslan gibi bağımsız, aydın, çağdaş gazetecilerin yayınlarını ve incilerini izleyemeyeceğim için çok üzülmüştüm.
24 Temmuz 2023 Pazartesi bu üzüntü içinde TV'yi açtığımda birde ne göreyim… Emin Çapa ile Ayşenur Arslan “Medya Mahallesinde” … biraz üzgün ve kırgın oldukları her hallerinden belli olsa da “Türkiye'deki tarikatlar “ile ilgili ahkam kesiyorlardı…Ne kadar sevindim anlatamam (?)
Tabi ki bunlar şimdilik işin ironisi…
Türkiye'de bir CHP klasiği birde gerçeği var… Bugün ve gelecekte CHP'deki yaşananları dikkatlice gözlemlediğimizde göze çarpan en önemli başka bir husus ise başta CHP olmak üzere ülkemizdeki muhalefete topyekûn dizayn çekiliyor olmasıdır ki bu her zamankinden daha açık ve aleni bir şekilde kamuoyunun gözleri önünde yapılıyor olması ise madalyonun diğer yüzüdür…
Şimdilik göründüğü kadarı ile yaşananların CHP'de Kılıçdaroğlu dönemi, direniyor olmasına rağmen bittiği/biteceği ve yeni bir dönem başlayacağı görüntüsü veriyor… Ancak bu dönemin hem Türkiye hem de muhalefet hem de CHP açısından çok sancılı geçeceğe benziyor… -Yeri değil belki ama HÜDA-PAR Adana İl Başkanına yapılan ve İl Başkanın yaralanması, İl Sekreterinin de ölümü ile sonuçlanan menfur saldırıyı da bir tarafa kaydedin ve aklınızın bir köşesinde bulunsun…-
CHP parti olarak kurultaya hazırlanıyor ve il ve ilçelerdeki mahalle ve köylerde kıran kırana mücadele ile delege seçimleri yapılıyor. CHP tabanı da yaşananlardan rahatsız olduğunu olduğunu gizlemiyor ve birçokları izlenen politikaları içine sindiremiyor…
Birçok üye ve delege Derin CHP'nin, parti içindeki dönenlerin ve döndürülen fırıldakların arkında… Fırıldağı üfleyenleri, parayı verip düdüğü çalanları ve CHP' de ipi tutan fikir babalarının kimler olduğunu ipi kimin tuttuğunu ve ipi tutmak için kimlerin kimler ile el ele olduğunu görüyor…
Belki olmayacak duaya âmin demek diyeceksiniz ama umarım bu süreç içinde yeni seçilen üyeler de bu gerçeği görürler ve gereğini yaparlar bu sayede hem demokrasimiz hem de Türkiye kazanır.
Yoksa çok bilinmeyenli denklem gibi birçok merkez ile içli dışlı yol arkadaşlığı ve siyasi iş birliği yapan ve yapmakta sakınca görmeyen kadrolar elinde hem CHP'nin hem de ülke muhalefetinin ne tarafa savrulacağı belli olmaz…