Geçilmez diye bilinen güzelim Çanakkale, maalesef Korona virüs illeti tarafından geçildi ve ülke birincisi oldu.
Kaz Dağları, deniz, orman ve tarih gibi dillere destan güzellikler içinde ve nüfus yoğunluğu bakımından da ideal değerlerde olan Çanakkale, nasıl oldu ise Korona virüs vakalarında pik yaptı ve kara kırmızı oldu.
Çanakkale halkı başta olmak üzere ve süreci yönetenler nerede hangi hata/hatalar yaptık ki Korona da Türkiye lideri olduk diye kendi kendimizi sorgulayacağımız yerde vurdum duymazlık içinde kimse üzerine düşen sorumluluğunu hatırlamak yerine zahmetine girmeden her zamanki kolaylık ile başkasını suçlama yolunu seçti. Kimisi komşusunu, kimisi valiyi, kimisi belediye başkanını, kimisi sağlık müdürünü, kimisi rakip partiyi suçlayarak çözüme katkı sunduğunu, sorumluluktan kurtulduğunu zannetti.
Oysaki Çanakkale Korona virüs vaka sayısında pik yapmış, ülke genelinde birinci sıraya yükselmiş içler acısı bir durumda. Halkın can güvenliğini tehdit eden tehlikeli bir durum oluşmuş, her gün bir komşumuz, tanıdığımız insanlarımız Koronadan hayatını kaybediyor. Bu nedenle halk, bu süreçte daha duyarlı olmalı uyulması istenilen her kurala uymalı, süreci yönetmek ile sorumlu ve görevli olan herkes de görevini eksiksiz ve tam yapmalıdır.
Çanakkale Tabip Odası Şube Başkanının yerel bir kanalda yaptığı röportajı peşin hüküm sahibi olmadan sadece anlamak için dinlediğiniz zaman Çanakkale'nin Korona vaka sayısında neden pik yaptığını ve neden kara kırmızı olduğu konusunda iyi kötü bir fikir vermektedir.
Devlet, her yerde olduğu gibi Çanakkale'ye de sağlık için gerekli olan araç, gereç, helikopter ambulans da dahil olmak üzere her türlü donanımı ile mükemmel bir hastaneyi hizmete açtı. Bunun yanında eski hastane binası; tıp fakültesi, ilçelerdeki donanımlı hastaneler ve özel hastaneler ile devlet vatandaşının sağlığı için ne yapılması gerekiyorsa eksiksiz yaptı ve yapıyor.
Çanakkale Tabip Odası Şube Başkanı, Korona virüsün pik yaptığı böyle kritik bir dönemde hastane başhekim yardımcılarının görevlerinden ayrıldıklarını, baştabibin rapor izinli olduğunu ve başhekim ile sağlık müdürünün arasında ciddi anlamda sürtüşmeler olduğundan bahisle yönetim boşluğu oluştuğunu ve bu nedenle de vali ve sağlık müdürünün görevlerinden ayrılmaları gerektiğini ifade edilmesini ve ulu orta dillendirilmesini doğru bulmuyorum.
Kamu hizmetindeki kurum, kuruluş ve kişiler hele hele yönetici konumunda olanlar arasında kırgınlık, dargınlık, küslük olmaması gerekirken doktor unvanını almış, toplumun saygın meslek grubu insanlar arasında böyle bir görüntünün oluşmasına ve bu durumun Çanakkale'de Korona virüs gibi ölümcül virüsün cirit attığı bir dönemde yaşanması hoş bir durum değildir. Ki bu durumu Çanakkale'nin hak etmediğini düşünüyorum.
Böyle kritik süreçte idareciler arasındaki fikir ayrılıklarının sağlık hizmetlerine olumsuz yansıması nedeniyle hizmetlerin aksamasını ve çözüme hiçbir katkısı olmayan böyle nahoş bir olayın kamuoyu önünde dillendirilmesini ve tartışılmasını da doğru bulmuyorum.
Korona virüs belasının insanlığın sağlığını tehdit ettiği, can aldığı böyle kritik bir süreçte başta halk olmak üzere birbirimizi suçlamak, suçu başkası üzerine ihale ederek sıyrılmak yerine herkes sorumluluğunu ve görevlerini mazeret üretmeden yerine getirmeli ve bir an önce bu soruna çözüm üretilmelidir.
Kimin kim ile, kimin ne ile sorunu varsa rövanş ve hesap görme faslını rafa kaldırmalı, gündeminden çıkarmalı ve bütün enerjisini Çanakkale'nin içinde bulunduğu vahim durumdan çıkması için elinden gelen gayreti göstermeli, göstermelik olarak sadece elini değil gövdesini ve beynini taşın altına koymalıdır.
Korona virüs nedeniyle halk yeterince bunaldı ve burnundan soluyor. Çözüm ve çare odaklı olmayan kuru gürültüye ve laf kalabalığına tahammülü ve sabrı kalmadı.
Bu nedenle bu konuda sorumluluğu olan herkes eteğindeki taşları dökmek yerine çözüm için elinden geleni yapmalı ve konuya çözüm üretmelidir.
