Ampul dendiğinde Edison, düşer aklımıza. Ama Edison'un 1879 yılında halka tanıttığı elektrik ampulünü, 1878'de William Wallece'in yaptığı 500 mum gücündeki ark lambasından etkilenerek bulduğunu bilmez çoğumuz…
Evrim teorisi ise Charles Robert Darwin adıyla eşleşmiştir belleğimizde. Ancak çoğumuz, Darwin'in 1858 yılında AlfredRussellWallace'dan aldığı bir mektup üzerine, arkadaşının da aynı konuda çalışmalar yaptığını anlayınca, daha tamamlamadığı teorisini alelacele açıkladığından haberdar bile değilizdir…
Çünkü böyledir hayat; sonuca giden yola değil, sonuca odaklıdır beynimiz…
Edison ve Darwin adı bilim tarihe kazınırken, Wallace'ler unutulur gider!...
Koç, Sabancı dendiğinde bilmeyen yoktur ama kaç kişi için bir anlam ifade eder Tacettin Hiçyılmaz adı?
Oysa 1960'lı yıllarda yaptığı buluşlarla Arçelik gibi sanayi devleriyle adeta “Gırgır” geçmiştir İzmirli işadamı Tacettin Hiçyılmaz…
“Gırgır” adlı mizah dergisinin bu adı almasının da nedeni olan “GırGır” adlı mekanik süpürgenin mucidi ve üreticisi olmakla kalmamış birçok yeni buluşlara da imza atmıştır Hiçyılmaz…
Arçelik daha buzdolabı üretimine başlamadan,Indesit marka buzdolabı imalatını gerçekleştirmiş, Arçelik şanzımanlı çamaşır makinası üretimine başlarken, bir adım öne geçerek Türkiye'nin ilk otomatik çamaşır makinesini üretmiş Hiçyılmaz…
“GırGır giren eve dırdır girmez” sloganıyla belleklere kazınan reklamların da etkisiyle günde 1.300 adete ulaşmış “GırGır” satışları.
Satışlar kâra, kâr vergiye yansıyınca vergi rekortmeni olmuş Tacettin Hiçyılmaz…
Tüm bunları neden mi anlatıyorum?
Ekonomi Gazetecileri Derneği'nin (EGD) ödül töreninde karşılaştım 30 yıldır görmediğim sınıf arkadaşım Hüseyin Erciyas'la…
Eşi SaadetTuğrayErciyas ile güzel bir haber için tutmuşlar İstanbul'un yolunu…
İzmir'de birlikte omuz verdikleri Kent-Yaşam adlı haber ve bilgi sitesinde Saadet'in, Tacettin Hiçyılmaz'ın eski eşi Meriç Yoldaş Hiçyılmaz'layaptığı söyleşi, EGD'nin “İnternet Medyası / Yılın Yerel Basın Ödülü'nü aldı.
Söyleşide Meriç Hiçyılmaz, “Eğer İzmir'de bir sanayi müzesi olsaydı, eşimin ürettiği ilk otomatik çamaşır makinesi, defrostlu, kilitli buzdolabı ve fotokopi makinası Mordoğan'da bir köşede durmaz, müzede gençlere ilham verirdi” diyor.
Sahi neden bir zamanlar Türkiye'nin sanayileşmesinde başı çeken İzmir'de bir sanayi müzesi yok?
İnovasyon diye bağırıp çağırıyor, umudumuz yenilikçi gençlerde diye haykırıyoruz ama bu gençlere ilham verecek geçmişin cesur mucitlerinin ürünlerini sergileyecek bir sanayi müzesi kurmuyoruz?
Sahi neden kurmuyoruz?
