“Bilinmeyen” bir odak, Binyıllık Türk-Kürt ilişkileri “gezegenimize” doğru yükselen bir hızla yaklaşmaktadır…
Kürt-Arap ilişkileri, Kürt-Nusayri ilişkileri ve Kürt-Fars ilişkileri; Kürt-Türk ilişkilerine hiç benzememektedir: “Türk ile Kürdü birbirinden ayırmak, bir vücudu testere ile ortadan ikiye ayırmaktır.” Bunu söyleyen herhangi bir vatandaş değil, “29'uncu İsyan” denen PKK isyanının kurucu —ve İmralı Tecrit Sistemi'ndeki— lideri Abdullah Öcalan'dır…
Aynı “kurucu” İmralı'dan: “Yönetenlerimiz yüzyılımızın bu kangrenini suhulet ile (Birleşme-Bütünleşme-Büyüme ile) çözemezler ise, bu ‘testereyi' devreye alırlar” DA dedi, bundan tam 20 yıl önce… Aşağıdadır.
Şimdilerde merkezi kıta Avrupa'sına devrolunan Uluslararası Komplo odağının “demokratik siyaset” unsuruna ise: “…Bizim açımızdan Ankara, Tahran, Bağdat veya Şam birer talep makamı değildir, çözümün muhatabıdırlar. Tartışma konumuz ise anavatanımız Kürdistan'ın fiili, zoraki işgaliyle ortaya çıkan gasp hukukunun nasıl sonlandırılacağıdır” dedirtildi... 16 Mart 2024.
Nerede dedirtildi? İHD Diyarbakır Şubesinin düzenlediği
“Kürt Sorununda Çözüm ve Barış Konferansı”nda...
Kürt-Türk ilişkileri tarihinin hiçbir yerinde Kürdistan'ın işgali yok! Malum Komplo Güçleri`nin bu unsura söylettiği pis bir yalan tarih cümlesidir bu. Anlatacağım! … 27 Nisan 2024
*****
“Eğer Türk, İran ve Arap yönetimleri kendi Kürt reformlarını yapmazlarsa, yurtsever demokrat Kürtlerle emperyalizm işbirlikçisi Kürtler arasında her düzeyde farklı ittifaklar gelişebilir. Sonuçta ABD önderliğinde bütün Kürtler koalisyonda yer alabilirler. Bir uzlaşma imkânı görmezse... PKK önderlikli Kürtlerin de koalisyon güçleri ile ilişkilerini, ateşkes ve demokratik çözüm temelinde geliştirmesi beklenebilir...
Türkiye kesin bir geçiş sürecinde olup kaostan nasıl çıkacağı, yeni hâlini doğru kestirmekle bağlantılı olacaktır. Kürtlerle uzlaşma yerine savaş derinleşirse, Sevr ve Lozan arası bir durum beklenebilir. [Kürt-Türk ilişkilerinin aslî rayına oturtulması] Kürtlerle birlikte Türkiye'nin Demokratik Ortadoğu'daki önder rolünü güçlü bir olasılık haline getirir. Aksi halde tarihsel stratejik bağ tamamen parçalanıp İç Anadolu'ya sıkışması tehlikesi belirecektir... Birinci Dünya Savaşı'ndan sonraki Türk-Kürt uzlaşmasının demokratik temelde yenilenmesi, Ortadoğu kaosundan en güçlü taraf olarak birlikte çıkmalarına yol açacaktır. Aksi hâlde İkinci İsrail Kürdistan'ı kaçınılmazdır.”
Bir Halkı Savunmak, Çetin Yay. s. 351 /27 Nisan 2004