ABD'de resmi olmayan seçim sonuçlarına göre propaganda çalışmalarında “Türkiye'de muhalefete destek vermek suretiyle Erdoğan'ı devireceğiz.” argümanını kullanan Biden kazandı...
Halen mevcut ABD Başkanı ve seçimi çok az bir fark ile kaybeden Trump seçim sonuçlarını kabul etmiyor. Seçimlerde hile yapıldığını, oylarının çalındığını iddia ederek dava açacağını söylüyor. Seçmenlerine sandıklara sahip çıkmalarını, postadan gelen oyların sayılmaması için direnmelerini istiyor.
ABD'deki seçimlerde oyların sayılması sırasında yaşananlara bakınca, bu filmin fragmanını Türkiye seçimlerinde defalarca görmüştük... Dedirtecek cinsten ilginç derece de benzerlik ve paralellikler olduğu gözlerden kaçmıyor. Çöplüklerden oy pusulalarının çıkması, Trump'un oylarım kaybolmaya başladı iddiası... ABD seçim sonuçları üzerine ordu yönetime el koyacak mı? Trump Beyaz Saraydan çıkmaz ise Ordu tarafından zor kullanılarak çıkarılıp çıkarılmayacağı soruları ile birlikte konu ile ilgili birçok senaryonun gündeme gelmesi ilginç bir durum almaya başladı.
Her ne kadar başta İsrail ve birçok ülkeler seçimin galibinin Biden olduğunu kabul etmiş, ABD'nin yeni başkanı olarak Biden'i tebrik etme sırasına girmiş olsalar da ABD seçimleri hakkında son kararı mahkemenin vereceği için sonuçların açıklanması 2021 yılına sarkacak gibi duruyor.
ABD seçimlerini Trump veya Biden'in kazanması veya kaybetmesi ABD'nin politikalarında köklü bir değişiklik yapmayacağını bildiğim için beni çokta ilgilendirmiyor. Birisi adına sevinmek veya üzülmek ise saçmalıktan başka bir şey değil.
Buna rağmen Biden'in ABD seçimlerini kazanması Erdoğan'ın rakiplerini “Çakı bulmuş çocuklar gibi” sevindirdi. Turmp ABD'yi karpuz gibi ortadan ikiye bölmek ile suçlayanlar mı istersin, köşesinde “Yapmayın kardeşlerim...” diye Trump ve Biden'i dünyaya rezil olmamaları için itidal çağrısı yapanlar mı istersin? İlk bakışta sanki Türkiye ABD'nin eyaletiymiş gibi saçma bir görüntü veren saçma sapan ve milli çıkarlarımıza ters davranışlar dikkatlerden kaçmadı.
Beraat Albayrak'ın istifasını Biden'in seçimi ile ilişkilendirerek “Eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek” adına Halk Bankası ve Erdoğan'ın mal varlığı ile ilgili konuları tekrar gündeme getirerek, Erdoğan'ın ABD'nin hesap sormasından korkuyor algısı yaratılmaya çalışılması ise saçmalığın dik alası oldu, saçmalıkların üstüne tüy dikti.
Türkiye'nin ABD'nin eyaleti olmadığı gerçeği ile bağımsız bir devlet olduğunu kimsenin görmezden gelip, saçma sapan değerlendirmeler ve yorumlar yapması kimsenin hakkı ve haddi değildir.
Türkiye'nin ana muhalefet partisi liderinin ise: “Türkiye'de muhalefete destek vererek, seçim ile Erdoğan'ı devireceğiz.” sözünü hatırlatmak istercesine ortada henüz hol ve yumurta yok iken telefon ile Biden'i tebrik etmesi ise başlı başına bir vahamet oldu.
Şimdiye kadar kendi ülkesinin Başkanını tebrik etmeyi hiç aklına getirmeyen, Can Azerbeycan'ın zaferlerini görmezden duymazdan gelen ana muhalefet liderinin Biden'i araması Türk siyasi hayatında çok hatırlanacaktır.
Kılıçdaroğlu ile aynı paralel düşünce de yayın yapan, bağımsızlıktan dem vuran, sözde ABD karşıtı çağdaş aydınlarımız ise gazetedeki yazılarında ve TV'lerdeki programlar da dillendirdikleri görüş ile saklayamadıkları memnuniyet ve sevinç çığlıkları ise görülmeye değerdi. Utanmasalar Türkiye halkını Biden'ın seçim zaferini kutlamak üzere sokaklara çağıracaklar...
Bu saçmalıklardan sonra Erdoğan düşmanlığı ile ülkenin milli menfaat ve çıkarlarını görmezden gelip, örneklerini Ortadoğu ülkelerinde gördüğümüz gibi ABD'nin demokrasi getirmesi için ”Biden Göreve” diye pankart açacaklar mı? Diye düşünmeden edemiyor.