Demek isteyip de diyememek…
Sözün nereye gideceğini düşünüp, yutkunmak…
İşte tamda burada meşhur “ama ve fakat” imdadımıza yetişiyor. Bildiğiniz gibi Türkçede “Ama” zıtlık bağlacı matematikteki çarpımdaki yutan eleman (0) sıfır gibi kendinden önce yazılmış ve söylenmiş sözcükler ve cümleyi anlam bakımından hükümsüz kılıyor.
Bunun için Kurban Bayramı'nı idrak ettiğimiz bu günlerde, Ümmeti İslam'ın içleri acıtan umumi manzarasına bakıp “Bayram gelmiş neyimize diyeceğim ama…” başlığı ile başlayıp ama ve üç nota (…) ile sukut etmeyi tercih ettim.
Çünkü yazın dilinde ifade edemediğimiz, etmeyi beceremediğimiz veya aciz kaldığımız durumlarda ama ve … (üç nokta) anlam yüklü derinliği ile anlatılmak herhalde konunun en güzel ifadesidir diye düşünüyorum.
Yüce Rabbimiz biz kullarını ahseni takvim üzerine yaratmış. Bizleri bizlerden daha iyi bildiği için bahşettiği emir ve yasaklar ile şahıs, aile, toplum ve insanlık için bildiğimiz ve bilmediğimiz, maddi manevi birçok değeri bir arada barındıran sayısız nimet ve hikmetler ile uymamız ve yapmamız gereken emir ve yasaklar koymuştur.
Sosyal yardımlaşmanın organize olmuş en kapsamlısı olan, birlik ve kardeşliğin inşasında insanların gönüllerinde meltem rüzgarları hissettiren Mübarek Kurban Bayramı 28 Haziran 2023 Çarşamba günü bütün Dünya Müslümanlığı coğrafyasında olduğu gibi ülkemizde de idrak edildi.
Ancak günümüzdeki Ümmeti İslam'ın içinde bulunduğu kaos, kargaşa savaş ve işgaller nedeniyle bütün Dünya Müslümanları uzun yıllardan beri dini bayramları buruk bir sevinç ve hüzün içinde idrak ediyor.
Egemen güçler diye isimlendirilen malum devletler ve onların güdümündeki oluşumlar, Yeni Dünya Düzeni diye isimlendirdikleri bir aldatmaca ile kuracakları, kurmaktan ve kurgulamaktan bıkmadıkları sömürü düzeninin çarklarına engel olanları kaldırmak için yaktıkları kaos ateşinin alevleri İslam ülkelerini yakıyor.
Ortadoğu başta olmak üzere, Müslüman nüfusun yaşadığı, Balkanlar, Kafkaslar ve Uzakdoğu'daki bütün ülkeler barut fıçısı…
Ülkemiz ise ateş çemberinin ortasında… Yunanistan'daki Batı Trakya…Suriye, Irak, Kırım, İran... ve en son olarak da Rusya'da yaşanan kalkışma…
Bazıları haklı olarak Birinci Dünya Savaşı'nın bitmediğini, İkinci Dünya Savaşının ise belli bir cephede sulh olmasına rağmen Ortadoğu, Kafkaslar ve Balkanların bir kısmında bazen psikolojik bazen de kanlı savaşların devam ettiğini iddia ediyorlar.
Dünyadaki gelişmelere ve İslam Ülkelerindeki yaşananlara bakınca insan ister istemez bu görüşe kısmi olarak olsa da katılmadan edemiyor…
Kurulması savaşlar ve sürgünler ile milyonlarca Müslümanı yerinden yurdundan edilerek, öldürülerek zorlama ile kurulmuş SSCB yüz yıl gibi kısa bir süre içinde işkembesi patlamış domuz gibi dağıldı.
Dağılması ile birlikte de milyonlarca Müslüman asrın en büyük zulümlerini ve toplu katliamları yaşadılar. Bu yıkımın artçı sarsıntıları halen bitmedi ve nerede duracağı belli olmayan kaotik ortam devam ediyor…
Bu kirli senaryonun bir parçası olarak Ülkemizin Güneydoğusunda başlatılan ve sonrasında kanser hücreleri gibi ülkemizin her tarafına yayılan ve sonunda TBMM çatısı altında da temsil edilen PKK belası ile mücadelesi yıllardır devam ediyor…
Son yıllarda da ülkemizde Sünni Alevi çatışması körüklenmeye çalışılıyor ki, bereket binlerce yıldır bir arada saygı içinde ve hoşgörü ortamında yaşamış bu insanlar yapılanların farkında ve kardeşlik hukuklarına helal getirmiyorlar…
Gladio denilen, derin devlet mi, Kontrgerillamı ismi ne menem ise ve nasıl bir yapılanma ise halkın arasına fitne tohumları ekebilmek için Sivas'ı yaktılar, Maraş'ı Çorum'u tarumar ettiler. Başbağlar Katliamı yaşandı… Saldırdılar, saldırttılar ve suçu hep masumların üzerine yıktılar… “Türkiye İran ve Suriye olmayacak” diyen yiğidi karların üzerinde hunharca şehit ettiler…
İç karışıklık ve savaş nedeniyle yerini yurdunu terk eden milyonlarca Müslüman başta Türkiye'de olmak üzere mülteci ve sığınmacı olarak yaşıyor…
Bu hengâme de kayıp milyonlarca çocuk uluslararası organ mafyası ve çetelerin elinde ve akıbetleri meçhul…
Böylesi genel bir manzara karşısında da olsa mübarek Kurban Bayram'ının bütün Dünya insanlığına, Ümmeti İslam'a, Ülkemize hayırlara, uyanışa ve dirilişe vesile olmasını; hac görevini ifa ederek hacı olacak kardeşlerimizin de hac ibadetlerinin makbul olmasını dilerim.