Özellikle bizim jenerasyon 5-6 yaşlarından itibaren her Ramazan ayı geldiğinde “ Nerede o eski Ramazanlar” bayram da ise “ Nerede o eski bayramlar “ sözlerini duyarak büyüdük.
Bazen düşünürdüm sanırım bu sözler babaanneler ve dedeler tarafından bir söz mirası gibi aktarılarak gelmiş, bir gün babaanne ve dede olduğumuzda bu bayrağı biz taşıyacağız derdim.
Ama bayrağı 20'li yaşlarda ele alacağımı hiç tahmin etmezdim.. Bizler hakikaten eski ramazan ve bayramların tadını bilmesek de yine de yaşadığımız ramazanlar, bayramlar güzelmiş..
İnsanoğlu her zamanki gibi kaybedince anladı değerini. Düşünsenize bir gün herkes son kez işe gitti, son kez okula gitti veya son kez bir arkadaşı ile karşılıklı sohbet edebildi ama bunun farkında değildi.
Gözümüzün gördüğü, elimizindeğdiği, kulağınızın duyduğu her yerde covid-19 haberlerine ulaşıyoruz.Haberleri açmak istemiyoruz. Radyolar kapalı kalıyor. Soyutlamak istiyoruz kendimizi gündemden mümkün olmasa da..
Oysaki ne oruç arifelerini biliriz değil mi hayatımıza gündem olan. Yolumuz ilk olarak çarşı pazarlara düşer. İftarlık hurmalar, zeytinler, sahurda yenilecek çeşit çeşit pideler ramazanın ilk habercileriydi.
Hep birlikte iftar sofralarında buluşmak için ikram ve izzettin hat safaya ulaştığı, ‘'misafir evin berketidir.'' inancı ile sıcacık evlerde çeşit çeşit yemeklerin piştiği, şen şakrak sofralarda muhabbetin zamana işlediği ramazanlar gördük biz.
Camilerin meydanlarında hasırlar serilerek, sahur vaktine kadar ibadet etmeyi, okunan kuran-ı kerimler ile millete öğüt niteliğinde dersler veren sohbetler dinlemeyi, hep bir ağızdan ilahiler söylemeyi ne de çok severdik.
Teravih vakitlerinde sevdiklerimiz ile camilerde buluşmayı, namaz kılınırken çocukların aralarda koşuşturup gülmelerini ve dahi namaz dönüşüncedondurma ve çekirdek eşliğinde ‘yarın aynı saatte'' sözü ile günü sonlandırmayı özledik.
Ramazan ayı için çekilen bu özlemin bayrama ulaştığımızda yaşamak istemiyoruz açıkçası. Bu yüzden ülkenin polisi de,sağlıkçısıda,medyacısı da,esnafıda ulaşabildiği her kesime ‘'evde kal'' çağrısı yapıyor. Bu yüzdendir ki uzun süreli özlemler yaşanmasın diye birileri fedakarlık yapmak zorunda kalıyor.
Aslında millet ramazan veya bayram için söylenen bu sözlerin ‘' Nerede o eski yıllar' sözüne dönüşüp tüm bir yıl için duyulan özleme dönüşmesinden de korkuyor.
Müslümanın bayramı Cuma günü ile evde tek başımıza girdiğimiz Ramazan ayına, sevdiklerimiz ile dört duvar içine doluşup sosyal mesafe tanımaksızın doya doya sarılabileceğimiz bir ramazan Bayramına kavuştursun Rabbim bizi. Sağlıklı günlere kavuşmamız duası ile...