Sana kim olduğunu söylüm !
Söylüm mü ?
Hayır kedi deyince sarışın mı sarışın vamp mi vamp Adnan Hoca kedicikleri gelmesin aklınıza dicem ama artık çok geç, geldi bile di mi ?.
Tamam... Felsefiksel olarak taplo;)) gibinler kabul ediyom lâkin ki esasında estetik cerrahçının zenaat eseri olan bol leeeaylon takviyeli yan sanayi ürünü aplalara diil onların gönüllü müşterilerine sözüm!
Mimikleri olmuyo bi kere yauw napaçanız ? Napim bakşa kusur bulamadım o diil de sapyoseksüel / entel dantel seven erkeklere tâbi oluyoz biz feminizzzler de kusura bakmayın da ruhlar âleminde de yaşamıyoz, karşı cinste dış güzelliğine de önem veririm kafasında oluyo ya tümmmmm erkekler...
Nerden mi biliyorum? En ağır en çalışkan en vakur erkek öğrenciyi bahçada en bol kahkahalı aklı bi karış havada kızla ona hayran hayran bakıp onu dinlerken görüyorum ya ...
Türküsü bile var bi güzeli bi çirkine verseler , çirkin güler güzel ağlar bi zaman... Sonra mı? Sonrası stabil kabulleniş başlar çaresiz...
Fakat gel gelelim
biz sapyoseksüeller yalnızlığın felsefesini yaparak kendi kendimize kahve içer efkâr dağıtırız napak ?
Di mi ama .?.
Hem... Konu erkekler Mars' tan kadınlar Uranüs 'ten gibi gibi makus iletişim tarihimiz hiç diil...
Konu gemgerçek gesgerçek kediler...
Yazdıklarını bizzat yaşanmışlarından uyarsamlayan bi bacınız olarak evde iki tür kedi var diyorum...
Kedi seçimine göre karakter tahlili diyorum...
Çok nobran kediler var bencileyin ; bi de çok yılışık...
Seçiminiz neyden yana taraf diyorum...
Ben mi ?.
Benim hayatta hiçbir şeyi seçme şansım olmadı napim sayın seyirciler...Misal :
Bi gün sınıfta Honda ' nın bisikletçilikten savaşa rağmen başarıya giden hikâyesini okuturken öğrenci sizin araba da Japon dedi dedim benim seçimim değil...
Ben araba seçsem...
Neyse züğürt olarak çenemi yormiyim şimdi!
Kediler de benim müdahil olduğum bi alan diildi bittabi...
Geldiler valla sevdim...
Hem de gittiğim restoranlarda ayaklara dolanan kediler oldu mu oradan çığlık çığlığa kaçan bi insan olarak...
Kediyle birlikte yaşamaya ve onları sevmeye alıştım...
Yatağımda ve yastığımda beraber uyuduğum soluk yoldaşım oldu kediler... Asla asla deme demişler yani boşuna değil demek ki...
İlk kedimiz asil & ağır abi
Scotish idi ve tam benim karakterime uygun...
Soğuk, mesafeli...
En sevdiğim, en değer verdiğim arkadaşlarıma bile "siz" derim ve hep mesafeye inanırım ve laubalilikten hiç hoşlaşmam...
Çünkü bilirim ki çok muhabbet tez ayrılık getirir ve uzaktan davulun sesi hoş gelirken tam zamanlı 24 saat senli benli olunca insanlarla, kusurları batmaya başlar gözlere...
Sonra ısınmak için birbirine yanaşan kirpiler gelir aklıma, dikenleri kanatır ya birbirlerini ve derhal ideal takip mesafesini ayarlarlar ister istemez...
Böyle çok burun buruna olmak kimselerle hoş değil bence de kirpilere katılıyor ve ben de prensip olarak insan sevmiyorum...
Yahud...
Sevdim mi tam severim sildim mi bi kalemde ! Felsefesine inanmışlığım da vardır yani...
Nefret ; genellikle karşılık bulamamış sevgidir denir bu arada...
Ya sevgi ya nefret..
"Elde var hüzün" demiş Attila İlhan çünkü sevmek öyle keskin bıçak işte can acıtıyor miskali miktarı kadar...
Ve Scotish ' imizin acı eşiği de bana benzer , masaya çıktı mı sandalyeye atlar , sonra yere yavaşça... Ama British ' in gözü kara , hop ordan oraya...
Fakat ağır olanı da cana yakın olanı da ayrı ayrı seviyor gönül...
Bağlanıyor yahud bağlanmayacaksın diyen şaire inat... Bizim büyük kedi ufaklığa rahat vermeyince gittiği yerde güzel bakarlar mı acaba diye saatlerce gözyaşı dökmemden biliyorum adım gibi... Adını mıh gibi aklımda tutuyorum iki gündür tanıdığım İzmirli Boyoz ' un...
Düşünüyorum...
Eğer böyleyken böyle ise her canlıya duyulan sevgi de fıtrattan/ Yaradan 'dan ötürü ve besliyor insana dair en pozitif şeyleri...
Çünkü günlük hayatta sevgimize karşılık bulamadığımız nankörlük gördüğümüz her alanda bu nankör(!) kedilere koşup kendimizi azcık avutmak öyle doğal ki...
Oysa eşten dosttan akrabadan kardeşten evlattan hıyanetlik göreriz / göreceğiz daima fedakarlığın dozunu arttırdıkça..
Çünkü gayretlidir Rabbim kıskanır sevdiğini, sevip yarattığını...
Kendinden gayrısına yaslanmasın güvenmesin kendisinden başkasının sevgisini kalbinde ön plana almasın ister kulu ...
Peygamber ( SAV ) in evlad u iyâl ile olan imtihanlarını tefekkür edebilsek azıcık...
Günümüzde evlat imtihanlarımız var ya gözümüzü yıldıran onca...
Pizzacı kuryesi senden fazla kazanıyor okudun da ne oldu , madem dünyaya getirdin dirift atmalık spor araba en doğal hakkım alacaksın mecburen diyen yahud kaşını gözünü saçını kipriğini boyayıp mütemadiyen burnuna kulağına göbeğine demir türevi hızmamsı bi şeyler taktırıp aslında bunlar Türk kültürü Milattan önce Orta Asya' daki şamanları örnek olarak gözümüze sokan Z kuşağı çocuklarımız ( sabır ya hu ! ) devede kulak yani...
Sevgi...
Nefret...
Istırap...
Dünya aslında...
Oyuncak ve eğlence...
Hepsi hepsi imtihan...
Ve karne zamanı çocuklar gibi amel defterimizdeki eksik ve dahi gediklere bakıp iki puan daha verseydiniz takdir alacadım.... diyem talebeler gibi talepkâr arzuhâlimiz...
Biz ve içimizdeki kedi buğdaya değil himmete muhtacız...
Nüket Belsan Taşören