İnsanın bireyselliği ve kollektivizm , Nâzım ' da "tek bir ağaç gibi hür ve bir orman gibi kardeşçesine " diye tarif edilir ya...
Bir bireysel / iç dünyamız var bir de toplumsal yanımız...
Bireysellik , mahremiyet...
Sosyallikte el gün girer devreye evet...
Günümüzün vıcık vıcık ve devâsa teşhir ve dikiz mekanizmaları sosyal medya varken mahremiyet hem de...
9 yaşındaki kız çocuğunun yatağında tepinirken, düğünde gerdan kırarken videoları eşliğinde...
Realty showlarda bana neler etti bu evi yıkılasıca diye bolca beddualar...
Milletin mahremine tutulan büyüteçler, linçler...
Küçük tüpü aldım büyük tüpü evden getirdim vs. nevinden ayrıntılara âlemi şâhid tutmalar...
Oysa Deli Dumrul dahi deli hâliyle aile mahremiyetine dem vurur yüzyıllar öncesinden bugüne taptaze...
Anne ve babanıza dahi başvurmayın hemen büyümesin olaylar deyu...
Bu âleme ilânlar neyin nesidir , kendisi himmete muhtaç bir dede bile yokken ortalıklarda hakem niyetine...
Hem bir masada kahvaltı eden 4 kişiden dördünde akıllı telefon & akıllı tablet varken ve her biri ayrı videolara ayrı zamanlarda gülümserken kollektivizmi nasıl sağlarız bilemiyorum ki...
Aynı acıklı filme nazar kılıp gözyaşı dökmek bile rahmetmiş bilemedik ; modernlik ve teknolojinin kefaretini birbirimize yabancılaşarak ödedik...
O kadar konuşamıyoruz ki hatta tvlere çıkıp bağırıyor hatunlar ; bizimki eve hep geç kalır hep.. Yalnızım çok... Çocuklar da başıboş ekran karşısında... Diye... Duyuluyor mu bu feryatlar? Hayır... Aynı terâneye sağır hepten kulaklarımız...
Ağzı açık ayran budalaları etti bizi , medya aracılığı ile yöneten düşmanlarımız ve tabi ki ayran içip ayrı düştük işte...
Her baldir bacağın her kaş gözün taliplisi erkek , fast food babası oldu ayrılıklarda sırf haftasonu gördüğü çocuğuna at eti ziyafeti var ya hani... Tıka basa...
Her maddi olanaksızlığın hayata küstürdüğü tek taş meraklısı hatunlar... Sabır ve şükür videoları yok ki internette , ondan... Bebeleri bırakıp bırakıp gittiler kolayca , makyaj & moda & tatil videolarının hayalinin ardı sıra...
Hem çocuklar çok küfür ediyor evet günümüzde, selamları şakalasmaları oturup kalkmaları küfür argo galiz süfli sözcükler...
Fuzûlî ' nin Şeyh Galip ' in şiir bahçelerindeki gülleri yoluyor işte şimdinin zanaatkarları... Onun yerine çocuklarımızın dağarcığı evlerden ırak sözcüklerle dopdolu...
Eski Edebiyatta "ayna " derler âleme , sırlı , yalan ve salt görüntü...
Gerçek değil...
Yanılsama...
İşte aynamdan yansıyanlar...
Bu da geçer bilirim , imtihan bu Ya Hu, tükenir bu zamanlar !
Nüket Belsan Taşören