Sonunda Ayasofya imamı istifa ettiğini açıkladı. İstifa mı etti yoksa istifa ettirildi mi bilmiyoruz. Ama bir gerçek var ki çok yerinde bir karar olmuş. Çünkü imam çok fazla siyasete müdahil oluyor, adeta kendini şeyhülislam sanıyordu. Elbette insan olarak düşüncelerini açıklamaya hakkı var fakat düşünceleri açıklarken siyaset yapmamak lazım. O aradaki ince çizgiyi koruyamayınca da sonuç ortada.
Ayasofya imamı neler yapmıştı;
Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal'ın görevden alınmasının ardından bir tweet paylaşarak: “Faizin azaltılması ve sonunda tamamen kaldırılması hem İslam'ın hem de aklın gereğidir. Güçlü ekonomilerde faiz % 0-1 arasında. O sebeple faizcilerle mücadele etmek de İslam'ın bir emridir” demişti.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde ise sosyal medya hesabından “Sürekli ‘kadın cinayetleri' vurgusu, kadını erkeğe düşman etmeye çalışan bir sloganik medya propagandasıdır. Kadın veya erkek diye ayrım yapmadan masum bir insanı öldürenin cezası kısas yani ölüm olmalıdır; Kur'an'ın hükmü budur” paylaşımını yapmıştı ve AKP vekillerden tepki görmüştü.
İstanbul Sözleşmesi tartışmalarına da burnunu sokmuştu: “İstanbul sözleşmesinden sonra bir kesimin ifadesiyle “kadın cinayetleri” katbekat arttıysa bunun üzerine düşünmek gerekir. Demek ki dışarıdan alınan kanunlar bizim toplumumuzun bünyesine uymuyor… Bugün maalesef timsah gözyaşı dökülerek kadın ve “kadın cinayeti” kavramları istismar ediliyor. Bu konu bahane edilerek aile düzenimiz yok edilmek isteniyor. Erkek ve kadın birbirine düşman haline getirilerek evlilik kötüleniyor” ifadelerini kullanmıştı.
Görüldüğü üzere siyasette ne kadar tartışma konusu olan olaylar var ise hepsi hakkında bir şeyler söylemiş. Aslında söylediği her cümle buram buram yalakalık kokuyor fakat AKP din adamlarının fazla yalakalığını sevmez bunu gözden kaçırmış olmalı ve şimdi bedelini ödüyor.