Erkekler bilir, askerde bol bol spor yaptırırlar. Silahlı kuvvetlerde sporun, ayrı bir yeri ve önemi vardır. Bazen Subay, bazen Uzman Çavuş, bazen Erbaş, bazen ise bir Er gelir ve spor yaptırır. Spor yaptırır yaptırmasına da, nasıl yaptırır?
Genelde yaptırdıkları şeyin, uzaktan yakından sporla bir alakası yoktur. Nedenine gelince, bu kişilerin spor yaptırma ehliyetleri yoktur. Geçmişte belki spor yapmışlardır, belki de hiç yapmamışlardır. Spor yapmış olsa bile, spor yaptırma ehliyeti ancak Antrenör Diploması sahibi olmasıyla mümkündür. Sporcu beslenmesinden anlamazlar, antrenman programı oluşturamazlar, spor fizyolojisini bilmezler, performans ölçümü yapamazlar, yükleme prensiplerini bilmezler. Peki neyi bilir bunlar? Silahlı Kuvvetlerde spor yaptıranlar Antrenör olmayınca, güler misin, ağlar mısın türünden bir tablo çıkıyor ortaya. Kendi anılarımdan birini paylaşayım; öğle yemeğini yedik ve yemekhaneden dışarıya çıktık. Midemiz tıka basa dolu, Onbaşı'nın biri geldi, “toplanın 5km koşu yapacağız” dedi. Oysa ki yemekten henüz çıkmıştık. Kalp dolaşım ve sindirim sistemimiz tam gaz çalışmaktaydı. Gel de şimdi Onbaşı'ya, kalbe binen aşırı yükü anlat. Bölük Astsubay'ı Onbaşı'ya, askerleri koştur diye emir vermişti bir kere. Bu yapılanlar, insanların sağlığını tehdittir. Bilgileri yok, belgeleri yok, kalkıp o kadar gencin sağlığını tehdit edecek düzeyde, sporla alakası olmayan şeyler yaptırıyorlar. Askeriyede yapılan sporda eklem, kas ve tendon rahatsızlığı geçirmek adeta kaçınılmaz. Hatta ben ve birçok arkadaşım çeşitli rahatsızlıklar yaşadık.
Acaba Silahlı Kuvvetlerde Antrenör istihdam etmek çok mu zor? Bu askerlerin hiç mi değeri yok? Sorulması gereken o kadar çok soru var ki. Madem Antrenör istihdam etmiyorsunuz, bari bir şekilde spor yaptıran kişileri bilinçlendirin.