Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ)'nün hain kalkışmasının üzerinden yaklaşık 6 ay geçti. İddianameler hazırlandı ve teker teker kabul edilmeye başlandı. Malatya'daki hain kalkışmanın 76 şüphelisi için hazırlanan iddianame de dün kabul edildi. Davada 76 tane şüpheli var ama içlerinde öyle isimler mevcut ki, ihanetin nerelere kadar uzandığının en güzel delili. İddianame de onlarca üst düzey subay var. Bunlar orgeneral, korgeneral, albay ve yarbay gibi rütbeler taşıyan subaylar.
VALİ İLE SAVCIYI KANDIRMA ÇABASI
Kabul edilen iddianamede hadiseler öyle tasvir ediliyor ki, Türkiye Cumhuriyeti'nin silahlı kuvvetlerinde orgeneral veya korgeneral rütbesine gelmiş insanların terör örgütüne intisap etmiş olmasını bir kenara bıraktık, sanki oyun oynayan çocuklar gibi hareket ettiklerini görüyoruz. Bir numaralı şüpheli olan Adem Huduti'nin vali, emniyet müdürü ve savcıyı oyalama çalışmaları, validen isim listesi istemesi, birkaç dakika sonra aynı isim listesini savcıdan istemesi, orgeneral rütbesindeki bir insanın bu kadar ucuz numaraları, vali veya savcıya yutturmaya kalkışıyor olmasını aklımız almıyor. Hatta general rütbesindeki bir ismin albaydan emir aldığıyla ilgili detaylar da veriliyor aynı iddianamede.
AİLELERİNİ DE DÜŞÜNMEDİLER?
Amerika'daki soytarının emirlerini yerine getirmek adına bütün bir hayatlarını bitiren insanlardan bahsediyoruz. Ülkemizi işgal ettirme üzerine oynanan bu oyundan sonra büyük bir çoğunluğu ömür boyu hapis (maalesef ülkemizde idam cezası yok) cezası alacak. Ayrıca ailelerini bir düşünün anneler, babalar, eşler, çocuklar, amcalar, dayılar, halalar, teyzeler hatta torunlar, “Vatan haininin yakınları” olarak toplum içinde olacaklar.
GENERALLER, SUBAY, ASTSUBAY VE ERAT YARGILANIYOR
Malatya Cumhuriyet Başsavcı Ergül Yılmaz ve Başsavcı Vekili Mehmet Badem tarafından hazırlanan iddianame Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede 2. Ordu eski Komutanı Orgeneral Huduti bir numaralı şüpheli olarak yer alırken, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında dönemin 2. Ordu Komutanlığı Komuta Kademesini oluşturan 2. Ordu eski Kurmay Başkanı Tümgeneral Avni Angun, 2. Ordu Harekat Destek eski Yarbaşkanı Tuğgeneral Zeki Karataş, 2. Ordu İdari Kurmay eski Yarbaşkanı Tuğgeneral Mustafa Serdar Sevgili, Tuğgeneral Ersin Yıldırım, 7. Ana Jet Üs eski Komutanı Tuğgeneral Emin Ayık ile subay, astsubay ve erlerden oluşan 76 şüpheli hakkında çeşitli suçlamalar bulunuluyor.
İddianamenin giriş bölümünde FETÖ/PDY'nin tarihsel kuruluş ve amacının yanı sıra örgütün sosyo-kültürel ve zihinsel yapısı da detaylı bir şekilde belirtiliyor.
Bir numaralı şüpheli olarak belirtilen eski ordu komutanı Adem Huduti'nin 15 Temmuz günü yaşanan kalkışma da Yurtta Sulh Konseyi tarafından yayınlanan ‘Harekat yıldırım' mesaj formunda ‘2. Ordu Komutanlığı görevine devam' şeklinde tekrar görevlendirildiği iddianamede yer alıyor. Sıkıyönetim Mesaj Formunun gelmesinden sonra darbe teşebbüsünde bulunan diğer şüpheliler Mustafa Serdar Sevgili, Zeki Karataş, Bahadır Erdemli ve Binbaşı Eyüp Kök'ün Adem Huduti'nin konutuna gittikleri ve burada mesaj formu ile ilgili Huduti ile görüştükleri belirtilirken sonrasında saat 23.20 sıralarında 2. Ordu Karargahına geçildiği ifade ediliyor.
İddianameye, tutuklanan eski Adem Huduti'nin Düzce Cezaevi'ne girişinde karşılaştığı 2. Ordu eski Kurmay Başkanı Avni Angun ve 7. Ana Jet Üs eski komutanı Tuğgeneral Emin Ayık'a "Ne yaptınız çocuklar, beni de yaktınız" dedi ve buna karşılık Tuğgeneral Emin Ayık'ın ise “Olmadı işte komutanım başaramadık' şeklinde cevap verdiği de yansıdı.
DARBE GECESİ SAAT 03.06'DA KARŞI AÇIKLAMA YAPILMIŞ
Darbe gecesi 1. ve 3. Ordu Komutanlarının bu kalkışmanın içinde olmadıklarını basın yoluyla açıkladıklarını ancak buna rağmen 2. Ordu Komutanı olan Huduti'nin bu yönde bir açıklama yapmadığının belirtildiği iddianamede, 16 Temmuz günü saat 02.00 sıralarında Malatya Valisi Mustafa Toprak'ın 2. Ordu Komutanı Huduti ile irtibata geçtiği belirtiliyor. Telefon görüşmesi üzerine saat 03.06 sıralarında Orgeneral Huditi'nin ‘2. Ordu Bölgesindeki bütün birliklerin kışlalarında ve emir komuta zinciri dışında bir faaliyet içerisinde olmadığı Milletimizin bilgisine sunarım" şeklinde başlayan bir mesaj yazarak Malatya Valisine WhatsApp üzerinden mesajı fotoğraflayarak gönderdiği belirtiliyor.
HİÇBİR ZORLAMA GÖRÜLMEDİ
İddianamede savcılık tarafından alınan ifadeler ve kamera kayıtlarının incelenmesinde, Orgeneral Adem Huduti'nin makam odasına girişi ve çıkışı esnasında kendisine karşı herhangi bir zor kullanma olmadığı ve diğer şüphelilerin makam odasına defalarca girip çıktıkları bu esnada askeri nizama uyduklarının görüldüğü ifade edildi.
Huduti'nin odasına hiçbir zaman uzun namlulu silahlarla girilmediğinin vurgulandığı iddianamede Albay Bahadır Erdemli'nin sadece bir kere uzun namlulu silah ile içeriye girmeye çalıştığı ancak Emir Subayı Sedat Kaya tarafından uzun namlulu silahın alınarak içeriye silahsız girmesinin sağlandığı da kaydedildi.
Darbe girişiminde Adem Huduti'ye herhangi bir zor kullanma olmadığı ve darbe teşebbüsünde bulunduğu iddia edilen kişilerce kendisine karşı hiçbir zor eyleminde bulunulmadığının belirtildiği iddianamede, Huduti'nin 16 Temmuz günü saat 16.40 sıralarında Tümgeneral Avni Angun ile birlikte makam odasından çıkarak güvenlik kuvvetlerine teslim oldukları belirtildi.
“NE YAPTINIZ ÇOCUKLAR”
İddianameye ayrıca tutuklanan şüphelilerin Düzce Cezaevine nakilleri sırasında birbirleri ile yaptıkları konuşmaların tutanakları da yansıdı. Şüpheli Adem Huduti'nin tutuklandıktan sonra, diğer şüpheliler Avni Angun ve Emin Ayık ile birlikte Malatya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan 23 Temmuz 2016 günü Düzce T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna sevk edildiği bu esnada Düzce T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu girişinde Angun ve Ayık ile ilk kez karşılaşan Adem Huduti'nin ‘Ne yaptınız çocuklar, beni de yaktınız' dediği, bunu üzerine ise 7. Ana Jet Üs eski Komutanı Tuğgeneral Emin Ayık'ın ise ‘Olmadı işte komutanım başaramadık' diyerek cevap verdiği belirtiliyor.
“BAŞSAVCIM VALİ BEY HEYECANLI DAVRANIYOR”
Darbe girişimi gecesi yaşanan telefon görüşmelerinin de yansıdığı iddianamede Orgeneral Huduti'nin Malatya Valisi Mustafa Toprak'ı telefonla aradığı ve kışladaki darbecilere müdahale için giren Jandarma veya Emniyet kuvvetlerinin geri çekilmesini istediği belirtildi. Huduti'nin telefonda Vali Toprak'a darbecileri ikna etmeye çalıştığını ve kan dökülmesini istemediğini söylediği iddianameye yansırken, Huduti'nin aynı saatlerde Cumhuriyet Başsavcısı Ergül Yılmaz'ı da cep telefonundan arayarak "Başsavcım, arkadaş, Vali bey heyecanlı davranıyor, kendisine söyleyin, ben darbeci askerleri iknaya çalışıyorum, Jandarma ve Emniyet Kuvvetlerini geri çeksin' dediği de belirtiliyor.
Başsavcı Yılmaz'ın Orgeneral Huduti'ye ‘Sabaha kadar aynı şeyleri söylediniz, bu saate kadar bir gelişme olmadı, içeriden sürekli ateş ediliyor, hatta dışarıdan darbecilere yardım için zırhlı araç geldi, bu araçtan polis ve jandarmaya ateş edildi' dediğini, bunun üzerine şüpheli Adem Huduti'nin de “Başsavcım, bir listeden bahsediliyor, bu liste sizde var mı? Eğer varsa kimler var? Söylerseniz biz de dostu, düşmanı biliriz, ona göre tedbir alırız" şeklinde talepte bulunduğu da iddianameye yansıyan başlıklar arasında yer alıyor.
“DURUMU DÜZELTİYORUZ”
İddianamede Adem Huduti ile ilgili yer alan bir diğer bölümde ise 15 Temmuz günü darbeye teşebbüs sırasında Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı olarak görev yapan ve şu anda 2. Ordu Komutanı olan Korgeneral İsmail Metin Temel'in tanık olarak alınan beyanı da yer alıyor. 2. Ordu Komutanı Temel'in iddianamede yer alan beyanında Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugay Komutanlığında emre aykırı olarak çıkan Komando Taburlarının Cizre'ye sokulmaması ve gerekirse vurulması emrini kendisinin verdiği belirtiliyor. Temel'in aynı gece Adem Huduti'nin bu konuda kendisine verilmiş bir emri olmadığını da söylediği ve Huduti ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde de 2. Ordu karargahında bir kalkışmanın olduğunu öğrendiğini ve Huduti'nin kendisine durumu halledeceğini söylediğini belirtti.
EVİNDE ABD DOLARI ELE GEÇİRİLDİ
İddianamede 1 numaralı şüpheli olarak gösterilen eski ordu komutanı Orgeneral Adem Huduti'nin ikametinde yapılan aramada ise harici harddisk, CD/DVD, flash bellek, cep telefonu, sim kart ile K23937553A seri numaralı 1 adet 2 Amerikan Doları'nın ele geçirildiği belirtiliyor.
Huduti'nin makam odasında yapılan aramalarda ise el yazısı ile yazıldığı tespit elden ‘Darbeye iştirak edenler' başlığı ile başlayan ve 16 ismin yer aldığı bloknottan koparılmış bir sayfadan ibaret yazılı belge bulunduğu iddianamede yer alan bilgiler arasında. Makam odasındaki aramalarda ayrıca ‘Bilgi notu' ile başlayan ve ‘Kışlayı izinsiz terk eden 2. Tb.K' ibaresi ile başlayan imzasız bir belge ile ‘hizmete özel' ve ‘gizli' ibareleri taşıyan 16 Temmuz 2016 tarihli darbeye kalkışan kişilerce çekilmiş mesajları içeren belgelerde ele geçirildi.
KARA KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI'NDAKİ DEPODA İLGİNÇ KİTAPLAR
Bu arada Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığınca Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığı 4. Ana Bakım Merkezi Komutanlığı Selahattin Gökkartal Kışlasında bulunan Adem Huduti'ye ait depoda yapılan aramalarla da ilgili bilgi verildi. Burada yapılan aramalarda kaset, CD/DVD, kamera cihazı, videokaseti ve Kanla Abdest Alanlar, Yeşil Kardinal, Cemaatin Copları, Mösyö, Okyanus Ötesindeki Vaiz, Sırlar, İmaj ve Hakikat, Bal Tuzağı isimli kitapların ele geçirildiği belirtildi.
OPERASYONLARI SÜREKLİ ERTELETTİ
İddianamede Şüpheli Adem Huduti'nin savunmasında darbe girişimi içerisinde bulunmadığı ve kalkışmanın içerisinde olan kişileri ikna suretiyle kalkışmadan vazgeçmelerini sağlamaya çalıştığını belirttiği ifade ediliyor. Ancak Huduti'nin ‘Yurtta Sulh Konseyi' tarafından yayınlanan mesaj formunda ‘Görevine devam' şeklinde görevlendirdiğinin belirtildiği iddianamede “Şüpheli Adem Huduti'nin darbe teşebbüsüne fiilen katılan personelin kimler olduğunun aydınlığa kavuştuğu ve bu kalkışmanın yasa dışı olduğunu bildiği ve öğrendiği halde, söz konusu personelin etkisiz hale getirilmesi için imkan ve şartlar birkaç defa oluşmasına rağmen, bu hususta zamanında ve etkin karar vermemesi neticesinde darbe teşebbüsünde bulunanların ele geçirilme sürecinin uzamasına neden olduğu, hatta daha öncesinde güvenlik kuvvetlerince İnönü Kışlasındaki darbecilerin yakalanması ve etkisiz hale getirilmesi için operasyon yapılmasını sürekli engellediği” ifadeleri yer alıyor.
DARBE GİRİŞİMİ BAŞARISIZ OLUNCA AÇIKLAMA YAPTI
İddianamede ayrıca Malatya Valisi Mustafa Toprak'ın 2. Ordu'da herhangi bir hareketlilik olmadığına ve sıkıntı yaşanmadığına dair Huduti'den bir açıklama yapmasını istediği ancak buna rağmen Huduti'nin bu açıklamayı ancak darbe girişiminin başarısız olduğunun anlaşılmasından sonra yaptığı belirtiliyor. Huduti'nin Yurtta Sulh Konseyi tarafından gönderilen mesaj formunun üzerine ‘Tüm komutanlıklar emir komuta zinciri içerisinde faaliyetlerini yürüteceklerdir' ve ‘Bu görevlendirmeye yetkili kişi Sayın Genelkurmay Başkanındır' şeklindeki şerhi teslim olma sürecinde yazdığının belirtildiği iddianamede bu nedenle şüpheli Adem Huduti'nin ‘FETÖ/PDY Terör Örgütü Üyesi olmamakla birlikte Örgüt adına suç işlemek', ‘Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek', ‘Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etme', ‘Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme' suçlarını işlediği belirtildi.