Hür HABER - Türkiye'nin Online Haber Platformu

Hür HABER - Türkiye'nin Online Haber Platformu

Hür Haber, Türkiye ve dünyadan önemli olan Son dakika, Güncel, Teknoloji, Magazin ve Siyaset haberlerini okuyabilirsiniz.

SON DAKİKA
Sol Ok
Sağ Ok
Menü
Ara
Facebook Twitter
ANASAYFAGÜNDEMSİYASETSPOREKONOMİ SEYAHAT TEKNOLOJİ YAZARLAR FOTO VİDEO

Ali Kemal Özcan

Çözüm Süreci ve Bayık

Facebook Twitter Linkedin WhatsApp Tumblr Yazdır Büyüt Küçült

Bir gün önce “AKP’nin güdümü”ndeki devlet heyetiyle görüştükten sonra, kendisini 15 Ağustos’da ziyaret eden HDP heyeti üzerinden, Öcalan’ın gönderdiği yazılı mesajın ilk paragrafı şöyle:

”Öncelikle mücadelemizin 30. yıldönümü olan 15 Ağustos vesilesiyle tarihi gelişmelerin eşiğinde olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Bu 30 yıllık savaş büyük bir demokratik müzakereyle sonuçlanma aşamasındadır. Demokratik müzakere süreci tarihi ve toplumsal olarak derin bir anlama sahiptir. Etkileri ve sonuçları çok büyük olan bir süreçten geçiyoruz. Bu süreç sadece Türkiye’de değil tüm bölgede ağır sorunların çözümüne dönük barış ve özgürlükler temelinde model olacak tarihî imkânlar barındırmaktadır.

Konu ile ilgili söylediklerimi takip edenler (2004 başından bu yanaki konuşma, makale ve kitapları), Öcalan’ın adeta 10 yıllık “külliyat”ımızı özetlediğini görmekte zorlanmaz.

Ancak Öcalan’ın PKK’nin başına tekrar getirdiği Cemil Bayık ise bundan 4 gün önce “İspanyol El Mundo gazetesine özel bir röportaj” verirken iki şey söylüyor.

Bir:

“Erdoğan sürekli ‘Bensiz Kürt sorunu çözülemez’ diye propaganda yapıyor. Toplumun beklentilerini kullanıyor. Halk barış istiyor Kürt sorununa çözüm istiyor. Toplumu korkutarak destek sağlıyor. Oysa Kürt sorunu hiçbir siyasi partinin güdümünde değildir. Hiçbir çaba göstermeden sorunu uzatıyor. Bir psikolojik savaş altında siyaset yaparak iktidarını sağlama alıyor. Bize göre AKP ne ise MHP ve CHP de odur. Çünkü Kürt sorunu bir partinin sorunu değildir.

İki:

“Türkiye’de diktatörlük kademeli olarak gelişmekte. Her ne kadar Erdoğan hükümeti seçimleri kazansa da arkasında bir siyasi başarısı yok. Erdoğan seçimlerden önce de seçimlerden sonra da hem ulusal hem de uluslararası arenada yanlız kaldı. Onu destekleyen sadece oyları var. İzole edilmiş şekilde yaşıyor.”

Birincisinde Bayık, (söylerken bilemiyorum) dönüp kendisini “oku”duğunda kendisinin bile inanamayacağı bir “şey” söylüyor. Çünkü “Kürt sorunu” – yani PKK sorunu – çözümünün, klasik ve neo-Gladyo’nun yerel ve global unsurlarına meydan okuyarak Öcalan ile dolaysız görüşmeleri başlatan Erdoğan liderliğindeki Ak Parti’nin “güdümünde” olduğunu, bu dünyada en iyi bilenlerdendir Bayık. Yine çünkü “Çözüm Süreci devletledir” benzeri bayat-ötesi söylemler gerçekle oynamanın en müflis hâlidir: Süreç devletle değil, devletleşen Ak Parti’yledir. 

Ayrıca, “Bize göre AKP ne ise MHP ve CHP de odur” demek ise, Ak Parti “güdüm”ündeki devletin İmralı birimi ile “tarihî ve derin bir anlama sahip ...müzakere süreci”nin diğer tarafı olan Öcalan’ın inkârıdır. Sadece inkâr değil ona “objektif” hakarettir de. Hergün “İmralı canisi” diyerek Türk klasik milliyetçi potansiyelini canlı tutan birinin liderliğindeki MHP ile Öcalan’ın mektuplarını Örgüt’ün vekilleri elinden taşıtan “AKP”yi “aynı”laştırmaya Bayık’ın gönlü nereden izin veriyor? Bu “İmralı canisi” potansiyelinin partisi ile her cepheden hemhâl olup Çözüm Süreci’ni bitirmeye çalışan Türkiye’nin Baasçı faşist CHP’si ile “aynı”laştırmaya Bayık’ın izanı nereden müsade ediyor?

Bayık’ın izanını bu derece zaafiyete uğratanın ne olduğunu en iyisi kendisi bilir – “kendisini kendisine itiraf etme” ruhunu ciddiye alırsa...

İspanyol El Mundo’ya söylediği “ikinci şey” ise, toparlanması daha komplike bir vehamet. Yüzde 52’ye varan oy oranı ile dokuzuncu kez imzaladığı seçim başarısını “Onu destekleyen sadece oyları var”la Öcalan’ın o kadar önemsediği sosyoloji denen disiplini de adeta yeniden harmanladı! Arkasındaki “sadece oy”ları ile yanlızlaşmış, tecrit olmuş bir Erdoğan!..

“Oy destek”ini veren kim? 21 milyonluk çeşitli etnisitelerin oluşturduğu Türkiye ulusunun yaklaşık yüzde 52’si... “Kandırılmış, din ile uyuşturulmuş” Türkiye’nin yarısını aşkın bir zümre! Bunun en sıradan “olmadık hayaller ve macera hevesleriyle dağa kaçmış vatandaşlarımızdan oluşan terör örgütü” sosyolojisinden daha ileri bir tarafı var mı?

Daha fazla uzatmaya el vermeyen gönlümle söyleyeyim: Cemil Bayık, Hürriyet’in bile artık taşımakta zorlandığı en pespaye Ergenekon sözcülerinden Y.Özdil’in derekesine kendisini düşürmek üzere olduğunu göremeyecek kadar nereden izanını kaybettiğini bilince çıkarıcı bir özeleştiriyle, Öcalan’ı engelleyen “objektif”likten kendisini çıkarmalıdır.

Bilinmeli ki; bu Sovyetik ve Baasçı faşizmi alaşımı “Türk Solu” siyaseti ve “sosyoloji”siyle varılacak yer PKK’nin CHP’leştirilmesidir. Türk “Sol”u penceresinden değil Türk halkı kapısından girilirse Türkiye’ye açılınır. “Tırşıkçı” Kürt milliyetçiliği (iktidarcılığı) kapanından kurtulmuş olup, böyle bir gerçek niyete ulaşılmış ise tabi.
ALİ KEMAL ÖZCAN DİĞER YAZILARI
Hurhaber.com'da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hür Haber sorumlu tutulamaz.

ANASAYFA | GÜNÜN HABERLERİ | KÜNYE | REKLAM | RSS