Çanakkale'm yanıyor…!

Ülkemizin ciğerleri, ormanları, dağları yanıyor… Köyler boşaltılıyor.

Geçmiş yıllarda Çanakkale-Kirazlı 'da ormanlar bizim diye Belçika gibi dış ülkelerden gelen kamp kuran, fotoğraf çekip paylaşan sözde çevreciler yangın mahallinde olmadıkları gibi ortalıklarda da yoklar… Onlar tatil beldelerinden, lüks otellerin havuzlarından tatil pozlarını paylaşıyorlar.

Mazeretleri hazır… Biz çevreciyiz. Ormanları ve çevreyi korumak için farkındalık oluştururuz ama yangını devlet söndürsün… Onlar yoklar ama Çanakkale'deki yangın söndürmede devlet ve halk çabalıyor…

Köylerde elektriğin, yolun, suyun olmadığı zamanlarda gezici sihirbazlar vardı. Yılda bir veya iki defa köylere gelir köy kahvelerinde gösteri yaparlardı… Gösteri sonrasında da ortaya tepsi açılır herkes gönlünden ne koparsa ücretini verirlerdi.

Bu sihirbazların yaptığı numaraların başında “Şapkadan tavşan çıkarma” gösterisi gelirdi.

Tabi ki şimdilerde köy köy gezip el çabukluğu ve göz boyama ile “Şapkadan tavşan çıkarma” gösterilerini yapan sihirbazlar kalmadı ama şimdi de ağaç, orman ve ağaç ritüelleri ile her olaydan “Gezi” çıkarma gayretkeşliği içine giren Gezi sevdalıları var.

Masum isteklerle başlayan ama başka mecralara devşirilen “Gezi Kalkışmasında” “Meselenin ağaç olmadığı” gerçeğini açık ve net bir şekilde herkes gördü…

Bu nedenle de ağaç, orman, böcek gibi halkın kırmızı çizgisi olan ve hassas olduğu noktalardaki gösterilen suni çevrecilik yapmacıklığına artık pek kimse aldırış etmediği gibi pirim de vermiyor…

Aslında bu gerçeğin ağaç, orman ve böcek diyenler de farkındalar ama kendilerini her platforma desteğini esirgemeyen ve son olarak “Muğla-Akbelen 'deki” gösterilere destek amacıyla giden CHP Genel Başkanı ve ekibine diklenmek pahasına da olsa dikkat çekmek ve “Akbelen ‘den Gezi çıkarmak” için her türlü hamleyi yaptılar, yapıyorlar ve emin olun bundan sonrada yapacaklar…

Gün geliyor çevreci oluyorlar… Gün geliyor -bu ne perhiz bu ne lahana turşusu dedirtecek cinsten bir ikilem ile- ormanları yakan “Ateşin çocuklarının” destekçisi oluyorlar…

Oysaki konu biraz derinlemesine incelediğinizde sözde çevreci taklidi yapan bu zevatın hepsinin zeytinlikler veya orman içinde kat kat yazlık villaları, turistik tesisleri ve otelleri çıkıyor…

Ama sorarsanız sözce çevreci…

Tarih olarak biraz geri gittiğinizde Anadolu'dan büyük kentlere göç başladığı zaman şimdiki çevreciler o zaman gecekondu yapanların ücretsiz devrimci amelelerdi. Şimdilerde “Varoş” diye küçümsemek için ağzı kulaklarına varanlar, o yıllarda köyden kente göçmüş kişilerin evlerini gecekondu inşa etmesi için yardım timleri oluşturmuşlardı. Sonra dan bu ücretsiz devrimci ameleler ile birlikte gecekonduculuğun çamuru çıkınca da çarpık kentleşme diye yine en çok onlar bağırmışlardı ve halen de bağırıyorlar…

“Keban Barajı için kurbağalar işgal edecek”, “Boğaz Köprüsü İstanbul'un başına gelmiş ve gelecek en büyük felakettir” sözleri Boğaz Köprüsüne yapılacak kaynak ile “Zap Suyuna” köprü yapılmalıdır diye bağıranlar; Rahmetli Özal Boğaz Köprüsünü özelleştireceğim dediği zaman “Sattırmam” diye karşı çıkmışlardı…

Ömrü hayatında ülkemiz için bir fidan dikmemiş, dikilmiş bir fidana can suyu vermemiş; ateşin çocukları diye içlerinden çıkan ormanları yakan güya çevreciler de Gezi benzeri kalkışma çıkarabilmek için her fırsatta ağaç, orman, böcek gibi bahaneler üreterek ayaklanmaya çalışıyorlar ama kendileri de inanmadıkları bu tür eylemler “Meselenin ağaç olmadığı” deşifre olduğu ve inandırıcılığını yitirdiği için halkın muhalefetine tosluyorlar…

Bu tür gösteri ve karşı koymaların içinde bütün legal ve illegal oluşumlar ile PKK'nın da içinde bulunduğu örgütler ile birlikte bütün muhalefet unsurları Gezide kalkışma denediler…

Ağaç, çim ve yeşil alan sloganları ile masum bir istek olarak başlayan Gezi gösterileri “Mesele ağaç değil, sen hala anlamadın mı?” diye gelen itiraf ile değişik bir boyut kazanıp bir kalkışmaya doğru evrilmeye başladı…

Sonuçta Gezi kalkışması bastırıldı ama ardından askeri darbe kalkışması yaşandı…Bunda da başarılı olamadılar ama Gezi zihniyeti her olay ile karşımıza çıktılar…

Çanakkale Kirazlı 'da ortaya çıktılar… Şimdi de Muğla-Milas Akbelen de ortaya çıktılar…

Her nedense ağaç, böcek diye ortaya çıkan her kalkışmanın PKK ile ilintisi ve bağlantısı olması herhalde bir tesadüf değildir…

İlk bakışta çevreci diye ortaya çıkan bu gösterilerin aslında ağaç, böcek ve çevre gibi değerler ile uzaktan yakından hiçbir ilgi ve alakalarının olmadığı organize olmuş ve kadrolu göstericilerden oluşan gruplar tarafından organize edildiğinin anlaşılması çok uzun sürmedi, bütün unsurları ile deşifre oldular…

Çanakkale'de bugün kime sorarsanız sorun, yandı demiyor; yaktılar diyor ve yakanlara lanet okuyor…

Bu gidişle Akbelen 'den Gezi çıkmaz ama şapka düşünce kel görünmesi yakındır gibime geliyor.