AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan için "Türkiye için milli güvenlik sorunudur" dediğini belirterek "Yine Türkiye'nin hak ve menfaatlerine düşman olanların diliyle konuşmuş. Türkiye Cumhurbaşkanı'na karşı bu ifadeyi kullanan kişi 'demokrasi sorunu' haline gelmiştir" dedi.
Çelik şöyle devam etti:
"Sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye'nin milli güvenliğinin korunması için en kararlı ve güçlü siyasetlere imza atmaktadır. Bunun için Türkiye düşmanlarının ortak hedefidir. Tehditler karşısında Cumhurbaşkanımız tavizsiz yoluna devam etmektedir.
Kılıçdaroğlu'nun utanç verici şekilde Sayın Cumhurbaşkanımız için 'Türkiye için milli güvenlik sorunudur' dediği gün, yabancı bir yayında 'Türkiye'nin sorunu Cumhurbaşkanının bizzat kendisidir' manşeti atıldı. Milli güvenliğimize düşman olanların amacı Cumhurbaşkanımızdır.
Kılıçdaroğlu milli güvenliğimiz hakkında fikir öne sürmüyor. Milli güvenlik siyasetimize demokratik eleştiri getirmiyor. Milli güvenliğimize karşı olanların tezlerinin savunuculuğunu yapıyor. Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz konularında Türkiye karşıtlarının tezini savunuyor.
Bugün grup konuşmasında kendi milletvekilinin Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yaptığı hakareti savundu. Türk siyasi tarihi açısından, milli güvenliğimize karşı olanların dilini ve tavrını benimsemek bakımından Kılıçdaroğlu'nun birinci sıraya yerleştiği açıktır.
Milli güvenliğimiz konusundaki çarpık tavırlarının en çarpıcı örneği Suriye kuzeyinde PYD/PKK tarafından kurulmak istenen terör devleti konusundaki yaklaşımlarıdır. YPG/PYD/PKK için 'YPG terör örgütü değil, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş oluşumdur' demişlerdi.
'YPG, Türkiye'ye saldırmaz' diyerek terör devleti karşısında milli güvenliğimizi zaafa uğratmak istiyorlardı. Milli güvenlik siyaseti hakkında sürekli Türkiye karşıtlarının yanında duruyorlar. Türkiye kimle karşı karşıya gelse Türkiye'nin karşısındakini savunuyorlar.
Kılıçdaroğlu en temel konularda hata yapmaya devam ediyor. Her konuşması demokrasi konusundaki cari açığını büyütüyor. Cumhurbaşkanımıza saldırmak için gerçekleri çarpıtıyor.
Türkiye'ye karşı yabancı devletlerin tezlerini savunmak için sözcülüğe soyunuyor. 'Bir ülkenin başka bir ülkenin ticaret gemisine çıkması için NATO'da işletildiği gibi bir sessizlik süreci kuralı yoktur' ilkesini bilmiyor. Karşımızdakilerin haksızlığını savunuyor."