Evet 1 Nisan şakası falan değil…
Şimdiye kadar girdiği bütün seçimleri kazanmış olan Recep Tayyip Erdoğan, 31 Mart 2024 Pazar günü yapılan Mahalli İdareler seçimini kaybetti… 35 yıldır girdiği bütün seçimleri kaybeden CHP'de birinci parti oldu…
Galibiyetin ve başarının sahibi çoktur ama yenilgi ile başarısızlık yetimdir, sahipsizdir. Bu nedenle de 31 Mart 2024 de yapılan Mahalli İdareler seçim yenilgisinin sorumlusu olarak AK Parti yerine Recep Tayyip Erdoğan demeyi tercih ettim…
Çünkü bünyeleri seçim yenilgisine alışkın olmayanlar üzülür sonra…Nede olmasa Reis her şeyi göğüslemeye alışkın olduğu gibi bunu da kaldırır…
Ben demiştim diyenlere bakmayın. Hiç kimse seçim sonuçlarının bu şekilde olacağını aklının ucundan bile geçirmiyordu.
İmamoğlu ve Saraçhane medyası ve trol ekibi dahi seçimi %2-3 gibi bir oran ile alacaklarını söyleyip yazıyorlardı.
CHP'nin içindeki 1 Nisancılar ve Kurultaydaki kuyruk acısı geçmeyenler Ankara'daki malum yazıhaneyi mesken tutmuşlar ve CHP'nin olası bir seçim yenilgisi sonrası izleyecekleri A ve B Planı rotasını çizmişlerdi.
Onlarda bir çoğumuz gibi CHP'nin bu seçimde hezimete uğrayacağını ve İmamoğlu'nun da İstanbul'u kaybedeceğine inanıyorlardı.
AK Partide ise bir yıl önceki Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçim zaferi sarhoşluğu ve CHP'deki çok seslilik gibi nedenlerle seçimi yine kazasız belasız alacaklarına inanıyor ve yapılacak seçimlerde aday gösterilmeyen, yerini beğenmeyenler ve kendisine gerekli ilgi ve alakanın gösterilmediği mızıkçılığı ile küstüm oynamıyorum diye kendilerini naza çekiyorlardı…
Sonuçta Türk seçmeni kıyamadıkları, bir yıl öncesi ekseriyet ile Cumhurbaşkanı seçtikleri Recep Tayyip Erdoğan'ı üzmeyi de göze alarak 1 Nisan şakasını yaptı…
AK Parti seçmeni neden sandığa gitmedi? Gidenlerden bazıları da neden AK Parti yerine YRP oy vermeyi tercih ettiler gibi soruların cevabını bulabilmek için şimdilik henüz erken.
Nede olsa AK Parti bünyeler seçim yenilgisine alışık değil… Bi kendilerine gelsinler… Bazıları eteğindeki taşları bir döksün. Beynindekileri bir söylesin ve şu süreç bir geçsin…
Dikkat ettiniz mi bu seçimlerde trafolara kediler girmedi. Çalınan oylardan bahsedilmedi. Bilmiyorum bunda CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in “Bizim oylarımız falan çalınmadı. Biz seçimleri kaybettik.” Meyanındaki açıklaması mı yoksa CHP'nin seçimin galibi olması mı etkili oldu bilmiyorum ama yok sandıklar, trafolar kediler, AA seçim sonuçlarını manipüle etti gibi itirazları duymadık… Kimse YSK'nın önüne üç bin, beş bin gibi avukat ordusu ile gelmeyi dillendirmedi.
Birde seçimlerden sonra kaybeden lider üç beş gün inzivaya çekilir ve halka küserdi. Bu defa öyle olmadı Reis seçim yenilgisinden sonrada balkona çıktı ve konuşmasını yaptı.
Bütün bunlardan sonra diktatör diye bağırıp bunlar seçimi kaybetseler bile gitmezler diye ortalıkta bağırıp çağıranların, halkı provokasyona davet edenlerin yüzleri kızarmış mıdır?
Sanmıyorum…
İnanın söylediklerini, kocaman pankartlar ile siyaset tarihimize en güzel ironi olarak geçen “Bir oy bir diktatör devirir.” Pankartını yazan ve ne anlama geldiğini bilmediği için başında taşıyanlar onları unutmuşlardır bile…”
Demokrasi bir kültürdür. Bu seçimde bu kültürün ülkemizde yerleştiğini görmek açısından da bir fırsat oldu. Halkı, koyun kuzu; makarna pilav gibi aşağılayan ve Aziz Nesin söylediği söz üzerinden aptal göstermeye yeltenen olmadı.
Uzun lafın kısası 31 Mart 2024 Mahalli İdareler seçiminin kaybedeni AK Parti oldu. Seçmen iki sarı kart sonrası itiraza mahal bırakmayacak şekilde AK Partiye kırmızı kartını gösterdi. Bir yıl önce ülke yönetimi için verdiği vekaletini Mahalli İdareler seçimin de AK Partiye vermedi.
Birde seçmen Kılıçdaroğlu'nun biletini kesti ve siyaseten emekliye sevk etti. “Ben geliyorum Kemal…” 1 Nisan'dan sonra tekrar CHP'nin başına geçme hazırlığı yaptığı iddia edilen Kılıçdaroğlu için “Ben bir daha dönmemek üzere gidiyorum seremonisi oldu. Bunun yanında 6+1 Masası gibi yapay oluşumlara gereken tavrını ortaya koydu…
Birde bu seçimlerde halkın sen şimdilik siyasi edebini muhafaza et şartı ile Yeniden Refah ve Büyük Birlik partilerine verdiği gerçeğini gözden kaçırmamak gerekir.
Bazen bizim hayır bildiğimizde şer, şer bildiğimizde de hayır olabiliyor. Önümüzde süreç uzun “Görelim Mevla'm neyler neylerse inanın güzel eyler…”
