TBMM'nin 1 Ekim 2022 tarihinde açılması nedeniyle
düzenlenen törene katılan ve konuşmasını yapmak üzere
Genel Kurul Salonuna giren Cumhurbaşkanı Erdoğan geldiğin
de CHP ve HDP Milletvekilleri ayağa kalkmadılar…
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı seversiniz veya sevmezsiniz… Oy
verir veya vermezsiniz… Bu kişinin kendisini ilgilendiren özel
durumudur ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın halkın oyları ile
seçildiğini ve TC' nin resmi Cumhurbaşkanı olduğu gerçeğini
değiştirmez…
Bu nedenle de Cumhurbaşkanının TBMM Genel Kurul
Salonuna gelişi sırasın da ayağa kalkmamak Erdoğan'ın
şahsına yapılan bir hareket olarak değerlendirilip görmezden
gelinemez. Bu davranış halkın seçtiği T.C Cumhurbaşkanlığı
Makamına yapılan saygısızlıktır. Hepsinden önemlisi de onu
seçen halkın tercihine dolayısı ile de halka saygısızlık ve
siyasi nezaketsizliktir.
Hem helalleşme diyeceksin, toplumsal barış diyeceksin, grup
toplantısında gençlere “Barışa barışa kazanacağız” sloganını
attıracaksın ama halkın seçtiği Cumhurbaşkanı TBMM'ne
geldiği zaman ayağa kalkmayacaksın.
Bu ne perhiz ne lahana turşusu…
Bunun yanında TBMM'ne gelmiş kendi ülkesinin
Cumhurbaşkanına hürmeten ayağa kalkmayan ana muhalefet
liderinin bu olayın ardından “Gel bakalım Kemal...” edası ile
ABD'ye çağrılması veya çağrılmadan gitmesi de iyi bir
görüntü vermemektedir.
Ayrıca bu ziyaret Biden'ın “Türkiye'de dostlarımız ile
iktidarı devireceğiz” sözleri ile birlikte değerlendirildiğinde
derin bir anlam çıkmaktadır.
ABD'nin Türkiye'nin iç siyasetini dizayn etmek için siyasi
gelişme ve olaylara çeşitli yollar ile doğrudan müdahil olması
ve darbelere ve darbecilere de “Bizim Çocuklar” diye
sahiplenmesi toplum hafızası tarafından unutulmamıştır.
Bu durum da sorunu görmezden gelip, sorunu sorun
etmeyenlere göre seçim ve aday tespiti öncesi CHP Genel
Başkanının NATO vasıtası ile Yunanistan'ın Dedeağaç ve
Midilli ve Sisam Adalarını silahlandıran ABD'yi ziyaret
etmesini normal karşılayabilir veya tasvip edebilir.
.
Ancak Kılıçdaroğlu'nun böylesi kritik bir dönemde ABD'yi
ziyaret etmesini anlamlı buluyor ve bir seçmen olarak
onaylamıyorum. Çünkü bu ziyaret normal ve sıradan bir
ziyaret değildir.
Kılıçdaroğlu'nun zamansız ve dikkat çekici bu ABD ziyareti
yukarı mahallenin yandaş ve fondaş basını ve kendi partisi
içinde de kabul görmediği gibi rahatsızlık da yaratmıştır.
Kılıçdaroğlu' da çıktığı TV programında ABD'ye icazet
almak için gitmediğini, ABD'nin Bay Kemal'i ve Yunan
tezlerini savunmasıyla tanınan Senatör Bernie Sanders ziyaret
edeceğini ve fikir alışverişinde bulunacağını açıklama
ihtiyacını duydu…
Kılıçdaroğlu'nun “ABD'ye icazet almaya gitmediği”
cümlesini tersten okuyacak olursak, kendisine ABD tarafından
icazet verilmeyeceğini bildiğini ve aday olması istenilen ismin
kendisine tebliğ edileceğini bu ziyaret esnasında aday isimi ile
birlikte yol haritasının yazılı olduğu zarfın kendisine
verileceği anlamı ortaya çıkacaktır ki bende bu görüşteyim.
Daha önce de müteaddit defalar Kemal Kılıçdaroğlu'nun
gönlünden 6+1 Masasının Cumhurbaşkanı adayı olma
düşüncesinin olduğunu, kendisine rakip olma ihtimali olan
Mansur Yavaş ve İmamoğlu ikilisinin önlerini kesmek ve
devre dışına çıkarmak için siyasi manevralar yaptığını, ancak
Büyük Birader'in Cumhurbaşkanı adaylığı için gözdesinin
İmamoğlu olduğunu, İmamoğlu'nun rakibinin yine İmamoğlu
olması gibi bir handikabı olduğu içinde bazen ibrenin Mansur
Yavaş tarafına döndüğünü dillendirmiştim. Halen aynı
görüşümü muhafaza ediyorum. Büyük Biraderin gözdesinin
İmamoğlu olduğu kanaatini muhafaza ediyorum.
Kılıçdaroğlu'nun ABD gezisinde Cumhurbaşkanı adaylığının
mümkün olmadığı söylenip, sorun çıkarmaması istenileceği ve
zarf içinde 6+1 Masası adayının kim olması gerektiği tavsiyesi
(!) ve yol haritası ile geri döneceğini düşünüyorum.
Çünkü Yukarı Mahallenin Beyaz Türkler sokağındaki
konuşmalara ve yazılanlara bakıldığında böyle bir kanaat ister
istemez kendiliğinden ortaya çıkıyor...
Bu milletin ağızı sütten (ABD Süt Tozundan” çok yandı.
Bunun içinde menşeinde “Madein USA” yazan hiçbir
yoğurdu bırakın üfleyerek yemeği evinin yanına bile
yaklaştırmadığı gibi patili dostlarının bile yemesine izin
vermiyor.